Hz. İsâ aleyhisselâmın ibadet ettiği yer, gönül ehlinin sofrası gibiydi.
Bütün dertliler, hastalar, sıkıntısı olanlar, sabah olunca İsâ aleyhisselâmın ibadet ettiği yerin kapısına gelir, orada toplanırlardı.
Hz. İsâ aleyhisselâm sabah virdini çeker, dersini bitirdikten sonra kuşluk vaktine doğru dışarı çıkardı.
Fakirler, garipler, hastalar, zulme uğrayanlar, çeşitli dertlerden mustarip olanlar, ümitle kendisini beklerdi. Hz. İsâ onlara, ''Ey dertliler! Allah hepinizin dileklerini kabul etti. Haydi şimdi zahmetsizce, Allah'ın lutfuna ve keremine doğru yürüyün'' derdi.
İnsanlar bu duanın bereketiyle, ümit içerisinde neşeyle evlerine dönerlerdi.
***
Senin de başına birçok belâ ve musibet geldi. Koşa koşa din ve tarikat sultanına gittin. Himmetleriyle iyi oldun. Ruhun gamdan ve mihnetten kurtuldu. Bu iyilikleri unutmamak için ayağına bir ip bağla. İsyana düştüğünde hatırlarsın. Şükretmeyişin, vaktiyle gördüğün kerem ve lutufları sana unutturur.
Unutuşun, Allah dostunun gönlünü incitir. O incinirse, lutuf ve kerem kapısı kapanır.
Hemen onları bulup af dile. Bulut gibi göz yaşı dök ağla. Ağla ki gül bahçesi sana da açılsın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder