10 Kasım 2017 Cuma

JEAN JAQUES ROUSSEAU (1712-1778)

Jean-Jacques Rousseau
Rousseau insanın doğa durumundayken birbirleriyle eşit ve özgür olduklarını düşünür, ancak toprakların bölüşülmesi ile mülkiyet hakkı  ortaya çıkmıştır. Böylelikle insanlar zengin ve yoksul  olarak ayrılmışlar, buradan ise eşitsiz bir ortam ortaya çıkmıştır.

Rouseau “Toplum Sözleşmesi” adlı eserinde toplumu tüm üyelerinin birliği ile kurulan siyasal bir yapı olarak tanımla ve bu yapıyı da devlet olarak adlandırır. Doğuştan özgür ve bağımsız olan insan  elbette ki özgürlüğünden vazgeçmeyecektir, bu yüzden  onun özgürlüğünü gerçekleştirebileceği bir düzen bulmak gereklidir. Yapılacak  şey ise, bireyleri istekleri çerçevesinde  bir araya getirmektir. Rosseau’ya göre gerçek toplum düzeni bir anlaşma düzenidir. Bu düzende tüm üyeler birbirleriyle karşılıklı yükümlülük içindedirler. Bu durumu sözleşmeli ortalıklar olarak düşünmek mümkündür.  Herkes eşit  hak ve eşit  değerlere sahiptir. Ancak bireyler sözleşmeye ne ölçüde bağlı kalırlarsa  o ölçüde özgür olacaklardır, bu da demektir ki özgürlük başına buyruk olarak davranmakla değil, düzenli birliktelikte gerçekleşmektedir.  Eşitliği koruyan tek güç ise sözleşmenin bağlayıcı gücü olmaktadır. Böylece doğa durumundaki eşitliğinden uzaklaşmış olan insan , yasal eşitliğini kazanmış olmaktadır.

Rousseau toplum sözleşmesinin bireylerin isteklerine  göre yorumlanamayacağını, ancak genel istem ile gerçekleşebileceğini ileri sürmüştür.  Bu anlayışa göre halk özgürlük ve bağımızlığın dayanağı olmaktadır.  Diğer bir deyişle sözleşmeyi sağlayacak ve ayakta tutacak tek güç halkın gücüdür. Rosseau’ya göre genel istem ortak istem anlamında değildir, yine aynı şekilde bireysel isteklerin de toplamı olmamaktadır. Bu durumda tek tek kişilerin yararı gözetilmiş olmaktadır. Oysa genel istemde tüm toplumun yararı söz konusu olmaktadır. Genel istemin devamlılığı  yasalarla sürdürülmelidir, o halde toplusal sözleşmenin sıkı sıkıya yasalaştırılması gerekmektedir. Bu yasa düzeninde toplumu kendi çıkarına ya da herhangi bir  toplumun çıkarına  kullanmak isteyenlere değil halkın çıkarını gözetenlere yer olacaktır. Bu düzeni sağlayacak olanlar ise önderle olacaktır, önderler ise doğa durumundaki insanın yapısını ve gereksinimlerini iyi bilen kişiler olacaklardır. Bu düşünceleri Rousseau 1789 Fransız Devrimi’ne önderlik etmiştir.

LOCKE (1632-1704)

LOCKE
Descartes’in doğuştan var olduğunu  söylediği düşüncesine Locke karşı çıkarak “İnsan Anlığı Üzerine” adlı denemesinde; insanda doğuştan fikirler bulunsaydı bu genel fikirler  hiçbir deneyi gerektirmeksizin ya da her türlü deneyden önce  var olması gerekirdi, ayrıca çocuklarda, okuması yazması olmayanlarda ve ilkellerde de ortaya çıkması gerekecektir demiştir. 

Locke doğuştan gelen bilgileri yok saydığı için insan zihnini boş bir levha (tabula rasa) olarak ele almaktadır. Bu düşünceye göre tüm bilgiler deney ile elde edilmektedir. Bu anlamda Locke’un bilimsel yöntem anlayışı deneycilik olmaktadır.

Locke’a göre insanın doğa durumu Hobbes’un belirttiği gibi herkesin herkesle savaş halinde olduğu bir ortam değildir.  Çatışmalardan, kavgalardan uzak özgürce bir yaşama halidir. Anlaşmazlıklar çok azdır, böylece insanlar arasında karşılıklı hoşgörü ve yardımlaşma vardır. Bu durumda insan sadece tüketici konumdadır, yaşamını sürdürmek için avlanmakta ve bunları saklamaktadır. Korunma içgüdüsü, yoksulluk ve ölüm korkusu onu çalışmaya  sev etmektedir, çalışmasının tek amacı yoksulluktan kurtulmaktır. Çalışması sonucu edindikleri ise  kendi doğal mülkiyetinde olmaktadır. 

Locke bu konuda Hobbes’la karşıt görüştedir, daha iyimser bir yaklaşımı vardır. Locke böyle bir doğa durumundan  toplum hayatına geçişin nedeni olarak ise  insanların güvenlik ihtiyacını ileri sürmüştür; can ve mal güvenliğinin olmaması toplumsal yaşantıya geçmelerini gerektirmiştir. 

Böylelikle devlet, Hobbes’ta ki gibi kendi kendini savunma hakkından sözleşme ile vazgeçilmesi ve kendi  kendini savunmanın gerektirdiği yetki ve egemenliğin hükümdara devredilmesi olmaktadır. Devletin bir güç olarak ortaya çıkmasında ise rolü gerçekte kişinin çalışmasının ve hepsinden önce mülkiyet hakkının korunması olmuştur. Artık kişiler yalnız doğa durumunda değil devlet içinde de birbirlerine karşı özgür olmaktadırlar.

Locke’un düşüncesinde önemli olan diğer bir husus da devlette yasama, yürütme ve yargılama güçlerinin onları Tanrı’dan aldığı yetkeyle bildiği gibi kullanan kişiye verilmeyeceği anlamına gelen güçler ayrılığı ilkesidir. 

Locke, kilise ile devletin ayrı ayrı işlevleri olduğuna inanmaktadır ve bu işlevlerin karıştırılmaması, birbirlerinde ayrılması gerektiğini düşünmüştür. Devlet’in ise dinin korunması gibi bir işlevi vardır, ancak ilke olarak  her iki kesimde kendi içinde bağımsız davranmalıdır.

THOMAS HOBBES

THOMAS HOBBES
THOMAS HOBBES ( 1588-1697)’un toplumsal düşüncesi İngiltere’nin o dönemde içinde bulunduğu durumdan, iç savaştan doğmaktadır. İngiltere’de zayıf, keyfince hüküm süren ve değişken bir iktidar vardır, herkes bu iktidara kendi hakkı olduğunu ileri sürerek  kavga etmektedir ve görünürde de her biri haklıdır. Görünürde hiçbir barış olasılığı yoktur, ülke bir yandan dışarıdan gelen tehlikelerle karşılaşırken, içeride de insanlar güvenlik ve korumadan yoksun olarak yaşamaktadırlar. Bu ortam Hobbes’un insanın doğal durumunun herkesin herkese karşı savaşı olarak yorumlamasına neden olmuştur. Hobbes’ a göre bu durum yöntemli bir şekilde kurulacak barış ve aklın baskısı ile son bulacaktır. 

Herkesin herkese karşı savaşının insanın doğal hali olması gibi, başkalarının saldırılarından korkmadan  amaca ulaşmayı, yaşamı sürdürmeyi sağlayacak olan  barış dileği de  doğal bir sonuç olmaktadır. O halde barışa nasıl ulaşılabilecektir? Bu ise gereksinimlerin herkese hak gözetir ve saygı görür bir dağıtımı ile olacaktır.  Gereksinimlerin giderilmesi için  saldırma hakkından vazgeçmek bir çözüm olmaktadır. Bu vazgeçmede  herkesin herkesle yapmış olduğu bir sözleşme ile onaylanmaktadır. 

Mutlak yönetim inancı  Hobbes’un siyaset felsefesinin temelini oluşturmaktadır. Hükümdara sonsuz haklar tanınmıştır. Böylelikle  tüm ayaklanmalar, devrimler yasadışı sayılacaktır.  Hükümdar bir eyleminden ötürü kimseye ya da hiçbir kuruma  sorumlu olmayacaktır. Ancak diğer insanlar, her durumda ona uyma zorundadırlar.  Bunun için tüm yetkileri güçleri hükümdar elinde toplamalıdır.  Hükümdarlık değişik biçimlerde olabilmektedir. Hükümdarlık görevi bir kişi ya da meclise verilebilir,  babadan oğula geçebilir, hükümdar ömür boyu yönetimde kalmak ya da belli bir süre görevi devam ettirebilmek için hükümdar olabilir.

Hobbes mutlak yöneticiye sonsuz yetkiler verirken  toplumun da bir toplumsal anlaşma çerçevesinde  düzenlenmesini öngörür. Hobbes, insanın doğal olarak toplumsallığa uyarlı bir varlık olmadığını ileri sürmüştür.  Daha çok korunma içgüdüsünün etkisinde  bulunan insan , belirli bir toplumsal sözleşme olmadığı zaman varlığını sürdürebilmek için  aklına geleni ya da işine geleni yapacaktır. Hobbes’a göre insan insanın kurdudur. Böyle bir durumda  herkes kendini korumak  isterken hiç kimse koruyamayacaktır.  İç savaşlar bunun bir örneğidir.  Bu yolda insanın herşey üzerinde  hak ileri sürmekten  vazgeçmesi gerekmektedir. Bunun için de toplumsal anlaşma ya da toplumsal barış tek yoldur. 

Hobbes bu aşamada insan aklını yardıma çağırmak durumundadır. Bazı hayvanlar içgüdüsel olarak –arılar ve karıncalar gibi- toplumsallaşabilirler ama insanı toplumsallaştıracak olan aklıdır. Böylelikle insanoğlu  aklının yardımı ile doğa durumunda doğal hukuk durumuna geçebilmiştir. Bu doğal hukukun gerekleri elbette devlet içinde ortaya çıkacaktır, devlette anlam kazanacaktır.  Herhangi kötü bir eylemin kötü bir eylem olarak bilinmesi yetmez, onun ne olup olmadığı yasalarla belirtilmelidir.  Bütün bunlar da  devlet düzenin de mutlak yöneticiyi  zorunlu kılmaktadır. Çünkü devlet o zaman  güçlü olabilecek  bir Leviathan (Tevrat’da adı geçen bir dev) olabilecektir. Bu devlet siyasal yetkeyi de dinsel yetkeyi de elinde bulunduracak, tanrısal bir güç oluşturacaktır.

MACHİAVELLİ (1469-1527)

MACHİAVELLİ
MACHİAVELLİ (1469-1527) ‘ye göre, demokrasi iyi ama uygulaması zor bir rejimdir. Toplumla ilgili kararlarda  bizim dileklerimizin değil yaşamın gereklerinin son sözü söylediğini ileri sürmektedir. Bir ülkedeki  iktisadi ve toplumsal koşullar rejimin yapısını ve özelliklerini belirlemektedir. Demokratik rejimlerin en büyük tehlikesi bazı kimselerin ölçüsüz zenginleşmesi ve yasaları da toplumu da hiçe sayacak şekilde devleti keyfine göre kullanacak duruma gelmesidir. 

Prensle/ hükümdar ile birey arasındaki ilişki her anlamda dindışı bir ilişkidir, çünkü prensin dinsel bir sıfatı ve görevi yoktur. Prensin ya da mutlak yöneticinin ulusal bütünlüğü sağlamakla ve güçlü devleti gerçekleştirmekle görevli olduğu düzen de dinsellik tümüyle yönetim aygıtının dışında tutulmuştur.

Belli bir toplumsal yapının temelinde bulunan ahlaki ve hukuki ilkelere duyulan inanç yitirilirse düşünce alanında bir ara erk meydana gelmektedir. Yasallık için bir ölçü kalmadığından  şiddet fikri güç kazanmaktadır. Machiavelli’ye göre, insanlar iyilikten çok kötülüğe eğilimlidirler. 

Daha sonra Machiavelli  devlet içinde karşılaşan ve sürtüşen güçlerin  ve karşıt çıkarların ince bir çözümlemesine dayalı siyasal bilimi oluşturmağa çalışmıştır. Titus Livius Tarihi’nin İlk On Bölümü Üzerine Konuşma  adlı çalışmasında  Roma Tarihi’ni bu yöntemle incelemektedir. Machiavelli, en başa Roma Cumhuriyeti’nin siyasal kurumlarını yerleştirmiştir; çünkü bu kurumlar üç rejimin monarşi, demokrasi ve aristokrasinin üstünlüklerini bir arada toplamıştır. Konsüller krallık otoritesini, kral aileleri düzeninin sakıncaları olmadan uygulayabiliyorlardı. Senato patrisyenlerin  çıkarını temsil ediyor, halk kürsüleri ise halkı yönetici sınıfların haksızlıklarına karşı  koruyordu.

Machiavelli’nin bu yorumları kendisinden sonra bu konularla ilgilenen düşünürler için oldukça etkili olmuştur.

Machiavelli’ye göre en iyi rejim, en yetkin rejimdir bu ise devletin sahip olduğu askeri güçten kaynaklanmaktadır. Bir devlet  öbür devletler karşısında  son derece güçlü ve sağlamsa  ve gerektiğinde varlığını onların zararına kullanabilecek durumdaysa güçlüdür. Böylelikle kendine yeten güçlü devlet, gerektiğinde kendi dışına taşan, yayılmacı devlet düşüncesi olmaktadır.

THOMAS MORE (1478-1535)

THOMAS MORE
Ütopya adasının (yeryüzünde yok) siyasal romanını Platon düşüncesinin bir benzeri olarak, o çağda İngiltere’de egemen olan toplumsal koşulları sert bir şekilde eleştirmek amacıyla yazmıştır. Herşeyden önce zenginlerle yoksullar arasındaki ayrımlardan korkuya kapılmıştır. Kitabı Tanrının varoluşu iyi davranışların  öteki dünyada ödüllendirilmesi ve kötülerin  cezalandırılması teması üzerine kurulmuştur.  Toplumsal düzen ve adalet Tanrı’nın yarattığı bir yapıt olarak ele alınmalıdır.

B12 vitamini ( Siyanokobalamin )

Tabii B12 Vitamini Siyanokobalamin 1948 yılında izole edilmiştir. B12 vitamini yapısında iki halka gösterir. Birincisi, büyük ve porfirini andıran merkezsel bir halkadır. Bunun porfirinden farkı, indirgenmiş dört pirolünden ikisi birbirine köprüsüz bağlıdır. Bu halkaya Korrin halka sistemi denir, halkanın merkezinde de bir kobalt vardır. Kobalt, bağlarla halkanın pirol azotlarına, bir siyan’a (-CN) ve ikinci halkanın azotlu bazına (5,6-dimetilbenzimidazol) bağlıdır. İkinci halka da, azotlu bazı kobalta bağlı bir nükleotid’in (dimetilbenzimidazol-riboz-fosfat’ın) fosfatını esterleştiren bir aminopropanol’ün, D.pirol halkasının propiyonik asid takısıyla bağlanması sonucu kapanır. Siyanokobalamin; doğal B12 vitaminidir. Siyanokobalamin’den başka onun değişik şekilleri olan kobalamin’ler (kobamidler) de tarif edilmiştir. Bunlarda, ya -CN ya da nükleotid’in bazında bir değişiklik olur. B12a, B12b, B12d deki gibi -CN yerine, -OH gelirse, hidroksikobalamin, B12d 'deki gibi nitrit gelirse, bir nitrokobalamin ya da metil grubu gelmişse metilkobalamin oluşur. Dokularda da en sık -CN yerine 5. dezoksiadenozin gelmiş bir kobamid-koenzim bileşiminde bulunurlar. Bütün B12 vitaminleri, peptid ve proteinlere sıkı bağlanma etkisi gösterirler. B12 Vitamini, suda çözünen bir vitamindir. Bu nedenle vücutta tam bir deposu yoktur ( karaciğerde vb çok az depolanır ) ve her gün vücuda alınması gereken vitaminlerdendir. B12 vitamini suda kolay çözülür. B12 Vitamini , gıdalarda pişirme sonucu %10 ile %30 arasında kaybolur.B12 vitamininin insan vücudundaki esas kaynağı kalınbarsaklarda yer alan bakterilerdir. Tüm sindirim sistemi kanalında mikroorganizmalar yer alsa da asıl sentez yeri kalınbarsaklardır. Vücutta B12 vitamini emilimi için aktif ve pasif olmak üzere farklı mekanizmalar çalışmaktadır. İncebarsaklara aşırı miktarda B12 vitamini geldiği zaman herhangi bir emilime uğramaksızın direkt olarak jejunum ve ileum bölgelerinden pasif emilim olur. Aktif emilim için midede yer alan İntrensek Faktör gereklidir. Gıdalarda bulunan fizyolojik dozlardaki B12 vitamini bu yolla emilebilir. B12 vitamini, midedeki kimyasal ortamın etkisi ile bağlı olduğu proteinlerinden ayrılarak midede iki ayrı bölgede yer alan Parietal Hücrelerde bulunan İntrensek Faktör ile birleşir. Birleşme sonrası oluşan yapı incebarsaklara ilerler ve İleum bölgesine geldiğinde buradaki alıcılara bağlanır. Buradaki alıcılara bağlanma için iki şart gereklidir; birincisi bu bölgede kalsiyum iyonları olmalıdır ve ikincisi de bu bölgenin pH değeri 6.0 olmalıdır. B12 vitamininin gıdalarla alımından sonra kana geçmesi 12 saat kadar sürmektedir. Sindirim sistemi salgı hücrelerinde B12 vitamini için Transport Proteinleri ( Transkobalaminler ) gereklidir. Transkobalaminler üç tiptir. Transkobalamin I ve III , beyaz kan hücreleri tarafından oluşturulur ve B12 vitaminine ikinci tipten daha güçlü bağlanırlar. Ancak Transkobalamin I/III eksikliği olduğunda B12 vitamini eksikliği olmaz. Transkobalamin II , karaciğer tarafından oluşturulur. Transkobalamin II' nin özelliği bağladığı B12 vitaminini dokulara daha çabuk taşımasıdır. Fakat , Transkobalamin II eksikliği; B12 vitamin eksikliğine yol açar.

B12 VİTAMİNİ NELERDE BULUNUR?

B12 Vitamini ; büyüme ve sinir sistemi fonksiyonlarındaki görevleri yanında vücutta oksijen taşıyan ve alyuvarlarda yer alan hemoglobin için şart olan bir maddedir. B12 Vitamini , insan vücudunda başlıca karaciğerde 1500 mg civarında depolanabilmektedir. Safra ile salgılanır, safrada yer alan B12 vitamini barsaklardan emilerek barsak-karaciğer arasında taşınır. Emilmeyen B12 vitamini daha çok gayta ile olmak üzere idrar ile de atılır. B12 vitamini en çok hayvansal kaynaklı gıdalarda, organ etlerinde ( karaciğer, böbrek, kalp, beyin ) yüksek oranlarda yer alır. Süt ve peynir de B12 vitamininden zengindir. Balık ve yumurta da bol B12 vitamini içerir. Bitkisel besinlerde de B12 vitamini vardır. Biramayası, soya , deniz yosunları, bazı taze yeşil bitkiler de B12 vitamini içerir. Önerilen Tüketim Standardı ; ortalama 6.0 mcg günlük doz önerilir. ( önerilir = eksiklik gelişimini önleyecek günlük asgari doz )

B12 VİTAMİNİ NE İŞE YARAR?

B12 vitamini başlıca iki kimyasal reaksiyon için koenzim görevi görür . Birincisi ; Metilmalonil Koenzim A'nın Süksinil Koenzim A'ya dönüşümüdür. Bu reaksiyon sinir sisteminde myelinizasyon için önemlidir. Bu reaksiyon nedeniyle B12 vitamini eksikliğinde idrarla Metilmalonik Asit atılımı artmaktadır.( Pernisiyöz Anemi'de, Metilmalonilasidüri'de ) İkincisi ; Homosistein'in Metionin'e dönüşümü reaksiyonudur. Bu reaksiyon Folat metabolizmasında yer alır ve B12 eksikliğinde DNA sentezi bu nedenle gerçekleştirilemez. Yağ ve Karbonhidrat metabolizmasında görev yaparak sindirim sistemine yardımcı olur. Kanda oksijen taşınmasını sağlayan Hemoglobin oluşumu için gereklidir. Bu görevi nedeniyle kansızlık ( makrositer anemi ) oluşumunu önler. Sinir Sistemi fonksiyonlarının sağlıklı olabilmesi için B12 vitamini şarttır. Bellek ve öğrenme fonksiyonları için özel bir öneme sahiptir. Myelinizasyon için gereklidir. Paranoya gibi bazı ruhsal hastalıkların tedavisinde de B12 kullanılmaktadır.

B12 VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNDE NE OLUR?

B12 vitamini eksikliğinde ilk gözlenen belirtiler sinirlilik, yorgunluk ve unutkanlıklardır. B12 vitamin eksikliği daha çok vejetaryenlerde ( hayvansal gıda almamaları nedeniyle ) , mide ameliyatı olanlarda ( midenin kısmen veya tamamen alınmasında emilimin yapılamaması nedeniyle) , alkoliklerde, sigara tiryakilerinde, mide ülseri olanlara ve gebelerde gözlenebilmektedir. B12 Vitamini eksikliği kansızlığa da neden olur. Bu anemi makrositer olarak tanımlanan tipte bir anemidir. Anemi gelişimi B12 vitamininin diyetsel alımının azlığından çok , B12'yi vücutta taşıması gereken proteinlerin eksikliği veya fonksiyon bozukluğu nedeniyle gelişmektedir. ( yaşlılarda sindirim bozuklukları gibi durumlar ...) Nedeni ne olursa olsun B12 vitamin eksikliği başlıca üç belirtiyle sonuçlanır ; Makrositer Anemi , Glossit ( Dil iltihabı ) ve Nöropati ( uyuşmalar vb. ) Bu belirtiler vücuttaki tüm depolarının boşalmasından sonraki 2 - 5 yıl gibi uzun bir dönemde ortaya çıkmaktadır.

B12 VİTAMİNİ AŞIRI DOZUNDA NELER OLUR?

B12 Vitamini güvenle kullanılabilecek bir maddedir. 500 mg dozlara dek herhangi bir toksisite oluşturmayabilir. Tek doz olarak 100 mg alındığında herhangi bir ters etki gözlenmemiştir.

B6 vitamini ( Piridoksin, Adermin )

Metil ( CH3 ) , Hidroksimetil ( CH2OH ) , Hidroksi ( OH ) gruplarını içeren piridin halkasına (Piridoksin) değişik takılar gelerek üç tip B6 Vitamini oluşur. B6 Vitamini etkisi gösteren üç ayrı kimyasal yapı : Piridoksin, bunun aldehid türevi Piridoksal ve Aminli bileşimi olan Piridoksamin; hepsi aynı şekilde B6 Vitamini etkisine sahiptir. Piridoksin/Piridoksal ; 2-Metil-3-Hidroksi-4,5- dihidroksimetilpirimidin'dir.B6 Vitamini, suda çözünen bir vitamindir. Bu nedenle vücutta bir deposu yoktur ve her gün vücuda alınması gereken vitaminlerdendir. B6 vitamini suda ve alkolde kolay çözülür. B6 Vitamini Ultraviyole ışınına çok hassastır.Kristal formda asit ve alkalilere çok dayanıklıdır. B6 Vitamini, incebarsaklardan ve % 70 kadarı emilir. Fosforile formunun emilimi yavaştır. Biyokimyasal olarak en etkili formu ; Piridoksal Fosfat'tır. Piridoksal Fosfat; arginin,tirozin ve diğer bazı aminoasitlerin dekarboksilasyonunda görev yapan enzimlerde prostetik grubu oluşturur. Aynı zamanda Serin ve Treonin aminoasitlerinin deaminasyonunda enzim görevi görür. Piridoksal Fosfat'ın vücutta görev aldığı en önemli iki dekarboksilasyon reaksiyonu; Merkezi Sinir Sistemi ile ilgili olan Glutamik Asit'in GamaAminoButirikAsit'e(GABA) ve DOPA'nın Dopamin'e dönüşmesi reaksiyonlarıdır. B6 Vitamini; hemoglobin yapısında yer alan Hem Sentezi için de gerekli bir maddedir. Piridoksal Fosfat ; hücrelerde aminoasitlerin aktif taşınmasında görev yapar.

B6 VİTAMİNİ NELERDE BULUNUR?

B6 Vitamini ; fiziksel ve zihinsel olarak gerekli bir vitamindir. En önemli besin öğesi olmasıyla birlikte pek çok gıda maddesinde bulunması nedeniyle kolayca elde edilebilir. B6 vitamini en çok biramayası, bezelye , ceviz , yerfıstığı , ayçekirdeği , havuç , buğday ve bulgur da yüksek olarak hububatlarda bulunmaktadır. Daha az miktarlarda da olsa ; fasulye, karnabahar, muz , üzümde de vardır. Hayvani besinlerde de B6 vitamini vardır. Tavuk,sığır ve dana etleri, karaciğer , böbrek , balık ( alabalık,sombalığı ), yumurta sarısında B6 vitamini boldur. Önerilen Tüketim Standardı ; ortalama 2.0 mg günlük doz önerilir. Bu, bebeklerde 0.3 - 0.6 mg ve büyüme çağındaki çocuklarda 1.0 mg olarak önerilmektedir. ( önerilir = eksiklik gelişimini önleyecek günlük asgari doz )

B6 VİTAMİNİ NE İŞE YARAR?

Aminoasid metabolizmasında, protein metabolizmasında etkilidir. Serum Glutamik Oksalasetat ( SGOT ) ve Serum Glutamik Pirüvat ( SGPT ) enzimlerinin aktivitesinde etkilidir. Ayrıca Homosistin ve Triptofan metabolizmasında etkilidir. Aminoasidlerin sindirim sisteminden emilimlerinde rol oynar. Hem senteziyle ilgilidir : Porfirin yapımında önemli olan süksinilglisin’in, delta aminolevülenik aside dekarboksile olmasını katalizleyen bir koenzimdir. Eksikliğinin insanlarda hipokrom mikrositer anemiye neden olması bundandır. Bunlardan başka, linoleik asidin araşidonik aside çevrilmesinde bir koenzim gibi etki eder. Ayrıca, hücre zarlarından sadece aminoasidlerin ve bazı metal iyonların, birbiriyle şelat kompleksleri oluşturan şekilde geçmelerini sağlar. Bağışıklık sistemi , böbrek ve kalp fonksiyonları için yardımcıdır. Büyüme ve hücre çoğalmasında rol oynayan nükleik asitler için gereklidir. Sinir Sistemini korur ve fonksiyonlarının düzenli olabilmesini sağlar. Piridoksin, Premenstrüel Sendrom olarak bilinen adet (aybaşı veya mens) öncesi gerginliklerinde , mens (adet) dönemlerinde gözlenen sivilce artışı, ruhsal gerginlikler ve migren tipi başağrılarında tedavi amacıyla kullanılması nedeniyle oldukça popülerdir. Diyabet ( Şeker Hastalığı ) ve Kalp Hastalıklarında tedavi amacı ile kullanılmaktadır. Ayrıca ellerde sinir sıkışması ile gelişen Karpal Tünel Sendromu'nun tedavisinde de kullanılır. Artrit ( eklem iltihabı ), eklem problemleri , Astma , Hiperaktivite Bozukluğu , Psikiyatrik Bozukluklarda B6 vitamini tedavide önemli görevler alır. Gebelik Toksemisi ( zehirlenmesi) , bazı tür idrar kesesi kanserleri ve Kalsiyum oksalat tipi böbrek taşlarında koruyucu olarak kullanılır. Bazı tip Anemilerde kullanılabilir. Ayrıca Tüberküloz tedavisinde kullanılan İzoniazid adlı ilaç, idrarla piridoksal fosfat kaybına yol açtığı için bu hastalarda tedaviye eklenir.

B6 VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNDE NE OLUR?

B6 vitamini eksikliğinde cilt lezyonları olmasının yanısıra, ağız, burun ve göz çevresinde döküntüler, dil kızarıklığı, şişme ve yanması meydana gelir. B6 Vitamini eksikliği arttıkça sinir sistemi ile ilgili belirtiler de olmaya başlar : sinir iltihapları gelişir. Konvülsiyonlara ( havale ) eğilim meydana gelir.B6 Vitamini eksikliği kansızlığa da neden olur. Bu anemi hipokrom mikrositer olarak tanımlanan tipte bir anemidir. İdrarla aminoasitler kaybedilmeye başlar : Homosistinüri ve Sistationüri gelişir. Böbrek taşları oluşur . SGOT ve SGPT enzim aktivitesi azalır. 

B6 VİTAMİNİ AŞIRI DOZUNDA NELER OLUR?

Günlük 500 mg doz ile uzun süreli kullanımlarında veya 2 gr ve üzeri Piridoksin alındığı durumlarda sinirsel bozukluklara yol açarak toksisite belirtileri gözlenebilir. Piridoksine Bağımlılık Sendromu da tanımlanmıştır. Günde 200 mg'ı geçmeyen dozlarda güvenle kullanılabileceği bildirilmektedir.

B5 vitamini (Pantotenik Asit)

İlk olarak 1939 yılında pirinç kabuğunda bulunmuştur. Pantotenik asit, suda çözünen bir vitamindir. Bu nedenle vücutta bir deposu yoktur ve her gün vücuda alınması gereken vitaminlerdendir. B5 vitamini suda kolay çözülür. Pantotenik asid, bir pantoik asid (= 2,4-dioksi-3,3' dimetilbütirik asid) ile Beta.alaninin amino grubu arasında bir peptid bağı oluşumu ile kurulmuştur. Pantotenik asidin insan ve hayvan vücudundaki en büyük rolü, acil-taşınması olan Koenzim A' nın bileşimine girmesidir. Koenzim A' da pantotenik asidden başka, adenilik asid ve sistamini (=beta.merkaptoetilamin) de kapsar. Pantotenik asid, karboksil grubu ile sistaminin amino grubu arasındaki peptid bağı oluşumu ile pantotein maddesi oluşur. Bunun da adenilik asid ve fosfatlarla bağlanması Koenzim A'yı yapar. Bu 3'-fosfoadenozin-5'difosfopantotein'dir. Bundan başka pantotenik asid, acil yüklenici protein olarak bilinen bileşiğin prostetik grubuna da girmektedir. Bu da, yağ asidi biyosentezinde rol oynar. Koenzim A'nın metabolizmada önemli fonksiyonları vardır: Asetil-KoA, Acil-KoA, başta valin, lösin olmak üzere aminoasidlerin KoA ları gibi aktif bileşikleri oluşturur. Bu yoldan, karbonhidrat, yağ ve protein yıkılım ve yapım metabolizmasının işlemesini sağladığı gibi, sitrik asid siklüsü sonucu birçok madde oluşmasına ve hem grubu sentezine, kolesterol ve steroid sentezine katılır. Ayrıca, pantotenik asidin, böbrek üstü hormonlarının asetil KoA dan ve kolesterolden oluşumları üzerine etkilidir. 

B5 VİTAMİNİ NELERDE BULUNUR?

B5 Vitamini = Pantotenik Asit ; Yunanca Pantos=heryer kelimesinden ismini almıştır. B5 vitamini insan vücudunun tüm dokularında ve tüm bitkilerde bulunur. B5 vitamini en çok biramayası, taze sebzeler , pirinç , hububatlarda, çavdar unu ve buğdayda bulunmaktadır. Hayvansal besinlerde de B5 vitamini vardır. Et, organ etlerinde ( karaciğer, kalp , beyin , böbrek gibi ) , balık , yumurta beyazı ve sütte B5 vitamini boldur. Önerilen Tüketim Standardı ; ortalama 6 mg günlük doz önerilir. ( Eksiklik gelişimini önleyecek günlük asgari doz. ) 

B5 VİTAMİNİ NE İŞE YARAR?

Pantotenik asidin insan vücudundaki en büyük rolü, Koenzim A nın bileşimine girmesidir. Pantotenik Asit ; protein , yağ ve karbonhidrat metabolizmasında görev alır. Besinsel bu etkisinin yanısıra ; deri , saç ve epitel dokuların sağlıklı olması ve sağlıklı kalması için gereklidir. B5 vitamini antistres vitamini olarak da bilinir. Çünkü ; böbreküstü bezlerinde steroid ve kortizon üretiminde önemli görevleri vardır. B5 Vitamini , stresin vücuda olan etkilerini önlemek için görev yapar. Hayati organlarda yoğunlaşarak vücuda stresli ortamlarda yardımcı olur. Bazı uzmanlar B5 vitamininin, depresyon tedavisinde yararı olduğunu düşünmektedir. 

B5 VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNDE NE OLUR?

Tüm besin maddelerinde bulunduğu için pantotenik asit eksikliği çok nadirdir. Diğer B vitamin eksikliklerinde olduğunun aksine; eksiklik belirtilerinin ne olduğu tam olarak tespit edilmiş değildir. Yorgunluk, halsizlik, başağrısı en belirgin bulgulardandır.

B5 VİTAMİNİ AŞIRI DOZUNDA NELER OLUR?

Pantotenik asit kullanımı güvenlidir. Kolay tolere edilir. Güvenlik sınırı tanımlanmamıştır. 10 gr gibi çok yüksek dozlarında sindirim sistemi bozuklukları , ishal , su dengesizliği gözlenir. Günlük önerilen dozu 6 mg dır. Ancak 500 mg/gün doza dek emniyetle kullanılabilmektedir 

B3 vitamini (Niasin, Nikotinik Asit, Nikotinamid, PP* Vitamini)

* PP= Pellegra Preventive

B3 Vitamini beyaz, iğne biçiminde kristaller halindedir. Aminli bir bileşiği olan nikotinamid de aynı vitamin etkiye sahiptir. B3 vitamini suda kolay çözülür. Işığa, oksidasyona karşı dayanıklıdır. Nötral asit ve alkali çözeltilerde kaynatılınca vitamin özelliğini kaybetmez. Isıya dayanıklıdır. Kimyasal adı piridin 3-karboksilik asit, kimyasal yapısı nikotinik asittir. Niasin ve niasinamid, karboksilli bir piridin halkası ve bunun karboksil grubunun amidleşmesinden ibarettir. Niasinin metabolizmada etkinlik gösterebilmesi için adenin nükleotidle birleşmesi gerekir. Bunlara nikotinamidli dehidrogenazlar denilmektedir. Biyokimyasal reaksiyonlar sırasında iki önemli dehidrogenaz sınıfı enzimin yapısına koenzim olarak girer. Bu iki enzimden birincisi "Nikotinamid-Adenin-Dinükleotid" (NAD), ikincisi ise "Nikotinamid Adenin Dinükleotid Fosfat" (NADP) diye sınıflandırılmaktadır. 

B3 VİTAMİNİ NELERDE BULUNUR?

B3 Vitamini, insan vücudunda serbest bulunmaz. İnsan vücudunda ve barsaklarda triptofan, kinürenin ve 3-hidroksiantronulik asid üzerinden niasin ve niasinamid haline çevirilir. Niasin ve niasinamid, vücutta birbirine dönüşür.Bağlı şekilde insan dokularında ve özellikle bitkilerde bir hayli yaygındır. Diğer B vitaminleri gibi tahıl kabuklarında da boldur. En yüksek oranda biramayasında bulunur. Buğday, bulgur, pirinç, nohut, fasulye, mercimek, karnabahar, havuç, yerfıstığı,ceviz ve fındık; bazı yeşil sebzeler; kahve, çavdar, patates,domates ve mısır nişastasında B3 vitamini bol bulunur. Hayvani besinlerde de B3 vitamini vardır. Sığır ciğeri , böbrek , kalp , peynir, yumurta, kümes hayvanları, balık, sütte vardır. Önerilen Tüketim Standardı ; 6.6 mg/1000 kalori ( erişkinler için ortalama 35 mg ) günlük doz önerilir. ( önerilir = eksiklik gelişimini önleyecek günlük asgari doz ) Nikotinik asit ve nikotinamid ince barsaklardan kana emilir. Kandaki nikotinik asid miktarı 0.6 mg/100 ml'dir. Alyuvarlarda ortalama 1.3 mg/100 ml'dir. Dokuların niasin depolama kapasitesi çok azdır. Karaciğer, böbrek ve kas dokularındaki miktarları diğer dokulara göre daha çoktur. Normal olarak yetişkinlerin idrarında N-metil-nikotinamid miktarı 2,4 - 6,4 mg /24 saat arasında değişmektedir.Diyetteki triptofan vücutta niasine dönüştüğü için günlük niasin gereksinimi diyetteki triptofan miktarına bağlıdır. 60 mg triptofandan 1 mg B3 vitamini elde edilir. Niasin gereksinimi metabolizmanın hızlandığı durumlarda ve gebelikte artmaktadır. Diyetle iyi kalitede protein alındığında niasin gereksinmesi azalır. Niasin ve niasinin ön maddesi olan triptofan hayvansal yiyeceklerde daha çok bulunur. Bunun yanısıra niasin gereksinimi niasin eş değeri olarak düşünülmektedir. Sütteki niasin miktarı az olmasına karşın triptofan çok olduğu için niasin değeri; sadece içeriğindeki niasin değil, ek olarak triptofandan elde edilecek niasin değeriyle toplanıp bulunur. Hem pirinç, hem mısırda yakın miktarlarda niasin bulunmasına rağmen pellagra yalnız mısır ve mısır unu ile beslenen halk kitlelerinde çok sık görülür; sebebi, mısırda triptofan çok azdır, bundan dolayı tek taraflı beslenen kişilerin vücut ve barsaklarında niasin ve niasinamid oluşumu olamaz, ayrıca yalnız mısırla beslenenlere zaten fazla niyasinamid de gereklidir. 

B3 VİTAMİNİ NE İŞE YARAR?

B3 vitamini metabolizmanın sağlıklı sürdürülebilmesi için gereklidir. Vücutta 200den fazla kimyasal reaksiyonda görev alır. Midede asit üretimi için gerekli olmasının yanısıra karbonhidrat,yağ ve proteinlerin sindirilmesine yardım eder. Niasin kan dolaşımına yardımcı olur. Cilt sağlığı ve sinir sisteminin işlevlerinin yapılabilmesine yardımcı olur. Beyinde yüksek fonksiyonlarda ve kavrama yeteneğinin sağlanmasında görev alır. Alternatif Tıp Doktorları Niasini ; şizofreni, otizm, anksiyete, depresyon, hipglisemi, şeker hastalığı , eklem romatizması için tedavi amaçlı kullanmaktadır. Ayrıca B3 vitamini İnsülin sentezinde ve seks hormonları olarak gruplandırılan Östrojen, Testosteron ve Progesteron hormonlarının sentezinde gereklidir. Yapılan çalışmalarda yüksek dozda verilen niasinin kolesterolü düşürücü etkisi olduğu gösterilmiştir. Kolesterol ve trigliserid düşürülmesi ve alkolizmin tedavisinde kullanılmaktadır. Ayrıca damarlara etkisi nedeniyle arteriyosklerozda, migren başaağrılarında ve bazı nörolojik hastalıklarda da tedavi aracı olarak kullanılır. 

B3 VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNDE NE OLUR?

Diyet, niasin ve triptofan açısından yetersiz olduğu zaman Pellegra Hastalığı görülür. Pellegra; deri, sindirim sistemi veya merkezi sinir sistemi semptomları ile karakterize edilmektedir. Derinin güneş gören yerlerinde simetrik lezyonlar oluşur. Bu lezyonlar daha sonra siyah renge dönüşür. Döküntü oluşur ve skar dokusu gelişir. Mukokutanöz membranlarda yaralar, dilde kabarma, bulantı ve kusma görülür.İshal gelişir. Pellegra ; 3 D hastalığı ( dermatit , diyare, demans ) olarak da bilinir. Santral sinir sistemi semptomları olarak baş ağrısı, uykusuzluk, depresyon, baş dönmesi, hatırlama güçlüğü ortaya çıkar. Pellegra hastalığında; hastaya nikotinik asit verildiği zaman 24 saat içinde hızla düzelme olur. Triptofanın niasine dönüşümünün bozulmasında dermatit, ışık duyarlılığı ve psikiyatrik değişikliklerle tanımlanan Hartnup Hastalığı oluşmaktadır.  

B3 VİTAMİNİ AŞIRI DOZUNDA NELER OLUR?

Niasin eksikliğinde; nikotinamid hemen hemen hiç toksisite olmaksızın kullanılır. Lipid bozukluğunun tedavisinde 3 gram veya daha fazla nikotinik asid kullanıldığında en sık görülen yan etki ; damar genişlemesine bağlı yüzde kızarmadır. Bir tablet aspirin eklemek bunu tedavi eder. Nikotinik asidin diğer yan etkileri derinin renginde artma, kuruma ve karın ağrısıdır. Hepatotoksisite, hiperüremi ve glikoz intoleransı görülebilir. Nikotinik asid verilmesi kesildiğinde biyokimyasal ve histolojik bulgular normale döner. Yüksek doz hatta bazen 75 mg ve üzerindeki dozlarda da B3 Vitamini ile allerjik reaksiyonlar gelişebilir. Niasin Flaşı olarak bilinen yüz, göğüs ve kollarda kaşıntı, karıncalanma ve yanma hissi ve kızarıklığa neden olabilir. Bu durum , zararsızdır ve 20-60 dakika içinde geçer. Çok yüksek doz niasin alınmışsa hızlı bir şekilde birkaç bardak su içilmesi reaksiyon gelişimini önler. Niasinin güvenli kullanım düzeyi kişiden kişiye farklılıklar gösterir. Gebelerde yüksek doz B3 vitamini kullanılmamalıdır. Saf B3 vitamini ayrıca mide ülseri , gut , glokom , karaciğer hastaları için sağlık problemlerine yol açabilir. Bazı hastalıklarda günlük 200- 1000 mg dozlarda tedavi amaçlı kullanılabilmektedir. 1000 mg/gün ve üzeri doz niasin alınmamalıdır. Bu dozda niasin doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Genellikle günlük 150 mg'a kadar güvenli kullanılabilir. Bazı yayınlarda 450 mg / gün doza kadar niasin güvenli kabul edilmektedir.

İHTAR – Görevi ihmal

Sayı   :
Konu   :
Tarih   :
İŞYERİNİN
Unvanı   :
Faaliyet konusu  :
Adresi   :
İŞÇİNİN
Adı, soyadı  :
İşyeri özlük no  :
T.C. kimlik no  :
SSK no   :
Bölümü   :
Görevi   :
İşe başlama  : ...../...../.....
Haksız davranış  :
Vukuu yeri  :
Tarihi ve saati  :
Konu   :
İşyerimizde ...../ ..... / .......... tarihinden bu yana servis şoförü olarak çalışmaktasınız. Yukarıda belirtilen tarihte 15.00 – 23.00 vardiyasında görevli olduğunuz malumunuzdur.
.................... tarihi .......... saatinde servis için şehre gittiğiniz ve saat ..........’a kadar dönmediğiniz şahitler ile birlikte tanzim edilmiş, tutanakla tespit edilmiştir. Fabrikaya dönmediğiniz bu süre içerisinde görevinizi ifa etmediğiniz gibi işletmeye ait servis aracını şahsi işlerinizde kullandığınız ve fabrikada ihtiyaç anında ve/veya meydana gelebilecek olumsuzluklara zamanında müdahale imkanını da yok etmiş bulunmaktasınız. İşyeri kurallarını bildiğiniz halde doğruluk bağlılık ve sözleşmedeki görevi tanımının suiistimali olan bu davranış sebebiyle sizleri uyarır, aynı davranışın tekrarı halinde, iş sözleşmenizin bildirimsiz feshi sonucunu doğuracağını ihtaren tebliğ ederiz.
 
İŞVEREN/Vekili
Adı, soyadı, imzası, kaşe
 
 
....../...../..... tarihinde tebellüğ ettim/tebellüğden imtina edilmiştir.
 
İŞÇİNİN                                                                    TANIKLAR                                          
 
Adı, soyadı, imzası                             Adı, soyadı, imzası                             Adı, soyadı, imzası

İhtar görüşme süreci


1.     Amir konumundaki yönetici görüşme katılımcılarını selamlar. Görüşme başlangıcında dostane ve ciddi bir ortamın yaratılması önemlidir.

 

2.     Amir, işçiye verilecek ihtarın sebeplerini bildirir. Burada ispatlanabilir vakıalardan hareket etmelidir.

 

3.     Konuya ilişkin görüşlerini bildirmesi için işçiye yeterli zaman verilir. Bu aşamada amir yönetici, dinleyici konumunda olmalıdır.

 

4.     Açık olmayan/ üzerinde ihtilaf olan durumlara ilişkin açıklama talep eden sorular yöneltilmelidir.

 

5.     Görüşme düzgün, adil ve açık olarak yürütülmelidir.

 

6.     İşçinin görüşlerini bildirmesinden sonra amir yönetici tespit edilen hususları özetler.

 

7.     Bu tespitlere ilişkin işçiye görüşlerini bildirmesi için tekrar söz hakkı verilir.

 

8.     Olası tanıklar, personel bölümü temsilcileri, işyeri sendika temsilcisinin de görüşleri alınır.

 

9.     İhtarın verileceği görüşme, kesinlikle yargılayıcı olmamalıdır. Neticede uyuşmazlık konusu aydınlatılacak ve üzerinde karar verilecektir. Amir yönetici soğukkanlılığını korumalı ve kesinlikle işçiyi azarlamamalıdır.

 

10.  Amir yönetici, bu görüşme neticesinde hangi önlemlerin yerinde olacağını açıkça ifade etmelidir.

 

11.  Görüşmede elde edilen bulgular için bir tutanak düzenlenir ve tüm katılımcılar tarafından imzalanır. Karşı görüşte olanların ifadelerine de aynı tutanakta ayrıca yer verilir ve imzalanır.

 

12.  İhtara konu durum ilk görüşmede tam olarak açıklığa kavuşmamışsa, derhal ikinci bir görüşme günü tespit edilir, tutanağa yazılır.

 

13.  İhtar görüşmeleri, yöneticilik görevlerinden biri olup, amir yöneticinin sorumluluklarından biridir. Görüşmeye amir yönetici başkanlık eder ve bu tür bir görüşme başka bir şirket personeline devredilemez. Zira bu görüşme şirketin otoritesini güçlendirmeye hizmet etmektedir.

İhtar öncesi dikkat edilecek hususlar


1.            İhtar edilecek hususu titizlikle tespit ediniz.

                a.            Sözleşme yükümlülüğüne aykırı davranış mı var?

                b.            Kanuna aykırı davranış mı var?

 

2.            İhtara konu yazılı ve tanık delilleri hazırlayınız.

                a.            İş yeri özlük dosyası

                b.            Konuya tanık olan kişiler

 

3.            İhtar sebebini açık, kesin ve objektif olarak tespit ediniz

 

4.            İhtar sonrası hangi fesih şeklinin işleme konulacağına karar veriniz:

                a.            Geçerli sebebe dayanan fesih?

                               i.              İşçinin yetersizliğinden kaynaklanan fesih?

                               ii.             İşçinin davranışından kaynaklanan fesih?

                b.            Haklı fesih?

                c.             Bildirimli fesih?

                d.            Bildirimsiz fesih?

 

5.            İşçiye ilişkin hususlar

                a.            İş güvencesi dahilindeki şartları saptayınız: Özürlü olma, annelik, askerlik, sendika üyesi vs.

                b.            İşyeri personel sayısı 30 kişiden fazla mıdır?

                c.             İşçi 6 aydan fazla çalışmakta mıdır?

                d.            Belirsiz süreli sözleşme ile mi çalışmaktadır?

                e.            Daha önce aynı konuda ihtar almış mı?

 

 

6.            İmzadan imtina etmesi olasılığına karşı bu tutanağı hazır ediniz.

 

7.            İşyeri sendika temsilcisinin katılım hakkını gözetiniz.

 

8.            İhtarın verileceği görüşmeyi en az 2 kişi (personel dairesi ve hukuk müşavirliği çalışanları) katılacak şekilde organize ediniz.

 

9.            İhtar görüşmesinin yapılacağı tarih ve saati yazılı olarak ve imza karşılığında ihtar edilecek işçiye tebliğ ediniz.

İş sözleşmesinin askıya alınması talebi - BİLDİRİM


 ........................................................ (Şirketin unvanı)

İnsan kaynakları/ personel müdürlüğüne

 

 

 

Konu                      : İş sözleşmesinin askıya alınması talebi

Tarih                      : …/…/….

 

 

.................................................................................................adresinde faaliyet gösteren işyerinizde ......../........./.......... tarihinden beri çalışmaktayım ......./......./....... tarihinde ................................................................................................ nedeniyle, iş sözleşmemin  .................. süreyle askıda kalması, bu süre içerisinde ücretsiz izinli sayılma koşulunu hiçbir baskı altında kalmadan kendi rızamla kabul ediyorum.

 

....../......./.........tarihinde ayrıca bir yazılı bildirime gerek olmaksızın gelip işyerinde çalışacağım. Bu tarihte işe icabet etmediğim takdirde, işyerinden herhangi bir hak talebim olmayacağını taahhüt, kabul ve beyan ederim. Bu güne kadar geçen süre içinde yapmış olduğum çalışmalarımla ilgili

 

·       ücret,

·       fazla mesai,

·       hafta tatili ve genel tatil ücretlerimi almış

·       yıllık ücretli izinlerimi kullanmış bulunuyorum.

 

Hizmet akdimin askıya alınması hususunda gereğini saygılarımla arz ederim.

 

 

İŞÇİNİN

Adı, soyadı                           :

İşyeri özlük no                     :

SSK no                                 :

TC kimlik no                        :

Çalıştığı bölüm                   :

Görevi                                   :

İşe giriş tarihi                       :

İmza                                      :

İş sözleşmesini sona erdirme - Örnek Sözleşme



Hizmetli               

Adı Soyadı                           :                    

Adresi                                   :                    

Görevi                                   :                    

Görev Süresi                       :                    

İşveren

Şirket Unvanı                       :                    

Adresi                                   :                    

 

Sözleşme Konusu             : İşveren ile hizmetli arasında ………… tarihinden bu yana süregelen hizmet ilişkisini tarafların karşılıklı mutabakatı dahilinde ……… tarihi itibariyle sona erdirme.

 

İşbu  sözleşme ile Hizmetli, 

1.            ………………… tarihi itibariyle işveren ile süregelen hizmet ilişkisinin sona erdiğini;

2.            Çalıştığı dönem içerisindeki tüm aylık ücretlerini (örn. Haziran 2017 ………….TL, Temmuz 2017 …………….TL, Ağustos 2017……………..TL) aldığını;

3.            Fazla mesai çalışması bulunmadığından bu tür hakkının doğmadığını ve dolayısı ile bir alacağının bulunmadığını;

4.            Çalışmış olduğu yıl itibari ile kıdem ve yıllık ücretli iznine hak kazanmadığını, bu tür hakkının doğmadığını ve dolayısı ile bir alacağının bulunmadığını;

5.            İş akdinin karşılıklı mutabakat dahilinde sona erdirilmiş olması dolayısı ile ihbar tazminatı alacağının bulunmadığını ve bu hakkından peşinen feragat ettiğini,

6.            Faaliyetler çerçevesinde öğrenmiş bulunduğu işletme ile ilgili konular, usuller ve olaylar hakkındaki bilgileri, özellikle işletme ve işyeri ile ilgili ticari sırları saklamak ve hiç bir yerde açıklamamakla yükümlü olduğunu;

7.            Ayrıca bu tür iş faaliyetlerini ya da iş belgelerini üçüncü kişi ya da teşebbüslere açık tutmayacağını;

8.            Maddi ve manevi tazminat dahilinde kendisine …………………TL ( ………….bankası………..şubesi nezdinde bulunan …………..hesaba )  ödendiğini;

9.            Sır saklama yükümlülüğünün iş sözleşmenin ayrıntılarını, ücret ve geçerlilik süresini de kapsamakta olup ve iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra da devam edeceğini;

10.          Tüm hak ve alacaklarını almış olmasından dolayı açmış ve açacak olduğu tüm dava ve icra takiplerinden; maddi ve manevi tazminat taleplerinden; keşide etmiş ve edecek olduğu tüm ihtarnamelerden, gerek Çalışma     Bakanlığı ve gerekse SSK ve ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşları nezdinde yapmış ve yapacağı tüm şikayetler ile bilumum ileri süreceği taleplerinden fazlaya dair haklarını da kapsar şekilde feragat ettiğini;

11.          Tüm hak ve alacaklarını almış olmasından dolayı işvereni, fazlaya dair haklarını da kapsar şekilde tüm talepleri, maddi ve manevi tazminat talepleri, ödenmiş ve ödenmemiş SSK primleri ve ücret (maaş, fazla, çalışma,               ücretli izin, ihbar vb.) alacağı ile ilgili olarak en geniş manada, kesin, tam ve gayri kabili rücu ibra ettiğini kabul, beyan ve taahhüt etmiştir;

 

İş bu sözleşme ile işveren,

·                 Hizmetlinin ………tarihi itibariyle işveren ile süregelen hizmet ilişkisinin sona erdiğini;

·                 Hizmetliden ihbar tazminatı ve başka bir hak talep etmeyeceğini;

·                 Kendi serbest iradesiyle kanuni ve akdi ödentilere ilişkin her türlü borçlarından dolayı hizmetliyi mutlak olarak ibra ettiğini kabul ve beyan etmektedir.

 

İşbu sözleşme iki nüsha halinde düzenlenmiş ve her tarafça imzalanmış, birer nüsha taraflara teslim edilmiştir.

……………. (yer) …………….. (tarih)

Hizmetli                                                                               İşveren/vekili/temsilcisi

Adı, soyadı, imzası                                                            Şirket unvanı, adı, soyadı, imzası, kaşe