Ülkemizde yem bitkisi olarak daha çok baklagiller kültüre
alındığı için, burada sadece baklagil yem bitkileri irdelenecektir.
Baklagil Yem Bitkilerinde (Yonca ve Korunga) Bulunan Yabancıotlar
Baklagiller içinde, yem bitkisi olarak kullanılanların sayısı oldukça fazla olmakla birlikte, ülkemizde en yaygın olarak bunlardan yonca ve korunga yetiştirilmektedir. Yabancıotları ve mücadeleleri açısından bu bitkiler birbirleriyle benzerlik göstermektedir. Ülkemizde yonca ve konurngada bulunan yabancı otlarla ilgili olarak pek çalışma bulunmamakla beraber, Van ve Ankara’da yapılan iki çalışmada tesbit edilen yabancıotların önemlilerinin bir listesi aşağıdaki tabloda verilmiştir.
Yabancıotlarla Mücadele
Yem bitkilerinde yabancıotlarla mücadele birçok açıdan gerekli olabilir. Yabancıotlar, yem bitkisinin verimini düşürmesi yanında; yemin besin, tat ve koku gibi kaliteyi oluşturan değerlerini de düşürür. Yem bitkileri iki amaçla yetiştirilmektedir. Birincisi, yem elde etmek; ikincisi ise, tohum elde etmektir. Ülkemizde yem bitkileri, çoğunlukla birinci amaç için yetiştirilmektedir. Una karşın, tohum elde etmek için yetiştiriliyorlarsa, yabancıotlarla mücadele daha da önem kazanır. Çünkü, elde edilecek yem bitkisi tohumunun, kaliteli ve yabancıot tohumlarıyla bulaşık olmaması gerekmektedir. Diğer kültür bitkilerinde olduğu gibi, yem bitkilerinde de yabancıot mücadelesi, birçok hususa dikkat edilmek suretiyle, yani entegre bir şekilde yapılmalıdır.
Kültürel önlemler ve fiziksel mücadele
a) temiz tohum kullanmak: Yonca ve korunganın ilk tesisinde temiz tohum kullanılması, birçok yabancıotun tohumla tarlaya gelerek yayılmasını engeller. Özellikle küskütlerle (Cuscuta spp.) savaşımda bu husus önemlidir. Çünkü, küskütün en önemli bulaşma ve yayılma yollarından birisi de bulaşık yonca tohumluğudur.
Baklagil Yem Bitkilerinde (Yonca ve Korunga) Bulunan Yabancıotlar
Baklagiller içinde, yem bitkisi olarak kullanılanların sayısı oldukça fazla olmakla birlikte, ülkemizde en yaygın olarak bunlardan yonca ve korunga yetiştirilmektedir. Yabancıotları ve mücadeleleri açısından bu bitkiler birbirleriyle benzerlik göstermektedir. Ülkemizde yonca ve konurngada bulunan yabancı otlarla ilgili olarak pek çalışma bulunmamakla beraber, Van ve Ankara’da yapılan iki çalışmada tesbit edilen yabancıotların önemlilerinin bir listesi aşağıdaki tabloda verilmiştir.
Yabancıotlarla Mücadele
Yem bitkilerinde yabancıotlarla mücadele birçok açıdan gerekli olabilir. Yabancıotlar, yem bitkisinin verimini düşürmesi yanında; yemin besin, tat ve koku gibi kaliteyi oluşturan değerlerini de düşürür. Yem bitkileri iki amaçla yetiştirilmektedir. Birincisi, yem elde etmek; ikincisi ise, tohum elde etmektir. Ülkemizde yem bitkileri, çoğunlukla birinci amaç için yetiştirilmektedir. Una karşın, tohum elde etmek için yetiştiriliyorlarsa, yabancıotlarla mücadele daha da önem kazanır. Çünkü, elde edilecek yem bitkisi tohumunun, kaliteli ve yabancıot tohumlarıyla bulaşık olmaması gerekmektedir. Diğer kültür bitkilerinde olduğu gibi, yem bitkilerinde de yabancıot mücadelesi, birçok hususa dikkat edilmek suretiyle, yani entegre bir şekilde yapılmalıdır.
Kültürel önlemler ve fiziksel mücadele
a) temiz tohum kullanmak: Yonca ve korunganın ilk tesisinde temiz tohum kullanılması, birçok yabancıotun tohumla tarlaya gelerek yayılmasını engeller. Özellikle küskütlerle (Cuscuta spp.) savaşımda bu husus önemlidir. Çünkü, küskütün en önemli bulaşma ve yayılma yollarından birisi de bulaşık yonca tohumluğudur.
Yabancıotun bilimsel ismi | Türkçe ismi |
Achillea biebersteinnii | Adi merkepketesi |
Adonis aestivalis | Kan damlası, kanavcıotu |
Agropyron cristatum | Adi otlak ayrığı |
Alyssum desortorum | Küçük taşotu |
Anthemis spp. | Papatyalar |
Bromus tectorum | Püsküllü çayır, dam bromu |
Capsella bursa-pastorisw | Çoban çantası |
Cardaria draba | Yabani tere |
Centaurea spp. | Peygamber kavukları, gökbaşlar |
Circium arvense | Köygöçüren |
Concolvulus arvensis | Tarla sarmaşığı |
Cuscuta approximata | Yonca küskütü, cinsaçı, veremotu |
Cuscuta campestris | Tarla küskütü, cinsaçı, sarı bağsak |
Descurainia sophia | Uzun süpürgeotu, sadır |
Equisetum spp. | Atkuyrukları, kırkboğumlar |
Eromopoa persica | -- |
Falcaria vulgaris | Kazayağı, falçata otu |
Fumaria spp. | Şahtere otları |
Geranium spp. | Turnagagaları |
Lactuca spp. | Yabani marullar |
Papaver spp. | Gelincikler |
Hhagmites australis | Kamış |
Plantago lanceolata | Dar yapraklı (bataklık) sinirotu |
Poa pp. | Salkım otları |
Polygonum spp. | Çoban değnekleri |
Ranunculus spp. | Düğünçiçekleri |
Scorzonera mollis | Bırçalık |
Setaria viridis | Yeşil kirpidarı |
Sinapis arvensis | Yabani hardal |
Thlaspi arvense | Tarla akçaçiçeği, küçük tere |
Tragopogon spp. | Yemlikler |
Yonca ve korungada sorun olan yabancıotlar
b) Ekim öncesinde yabancıotları yok etmek: Yonca ve korunga çok yıllık bitkilerdir. Ekildikten sonra 4-7 yıl süreyle tarlada kalabilirler. Bu sebeple, yonca veya korunga ekilmeden önce tarla, çok yıllıklar başta olmak üzere, yabancıotlardan temizlenmelidir. Böylece, yetiştiriciliğin ileri dönemlerinde daha az sorunla karşılaşılır. Yem bitkilerinde, ileri dönemlerde yabancıotlarla mücadele zordur. Yonca ve korunga rekabet güçleri yüksek bitkilerdir, tek yıllık birçok yabancıotun gelişmesine imkan vermezler. İleriki dönemlerde, sadece bazı büyük yapılı bitkiler sorun oluşturabilir.
c) Ekim zamanı ve yönteminin iyi seçilmesi: Ekim zamanı belirlenirken, sorun olan yabancıotların gelişme dönemleri de dikkate alınmalıdır. Yem bitkisi ekilecek yerde eğer, yazlık yabancıotlar çoğunluktaysa ekim sonbaharda yapılmalı, kışlık yabancıotlar sorun oluyorsa ekim ilkbaharda yapılmalıdır. Böylece, yabancıotlardan kaçarak yem bitkisinin daha güçlü yetişmesine fırsat sağlanmış olunur.
Yabancıotlarla mücadelede öncelikle, kültür bitkisinin güçlü yetiştirilmesi şarttır. Bunun için dikkat edilmesi gerekli hususlardan başta gelenleri; ekimden önce toprak hazırlığının iyi yapılması, ekim metodunun doğru seçimi vb. dir.
d) Kültür bitkisinin rekabet gücünü yükseltmek: burada birinci şart, çeşit seçimini doğru yapmaktır. Bölge şartlarına iyi adapte olmuş, güçlü ve hızlı gelişen çeşitleri seçmek gerekir. Çeşit seçimi doğru yapıldıktan sonra, bitkinin güçlü gelişmesini sağlayacak gübreleme, sulama vb. bakım işlemlerinin yeterince yapılması şarttır. Diğer bir ifadeyle, yonca ve korunganın seyrelmesine sebep olabilecek tüm etkenler ortadan kaldırılmalıdır.
e) Biçim: Bilindiği gibi, yem bitkileri biçilerek hasat edilir. Eğer biçim aşamasına kadar diğer hususlara dikkat edilmiş ise, yem bitkilerinde yabancıot sorunu olmaz. Fakat, yine de biçimin zamanında ve uygun yükseklikten yapılması gereklidir. Yem bitkilerini zayıf düşürecek ve yeniden sürmesini geciktirecek biçim işlemleri, yabancıotlara fırsat tanıyacaktır. Biçim yapılırken, küsküt başta olmak üzere, yabancıotların tohum bağlama dönemlerine de dikkat etmek gerekir. Özellikle, küskütle bulaşık yoncalıklarda biçim, mutlaka küsküt tohum bağlamadan önce yapılmalıdır.
f) Yakma: Belli alanlarda uygulanan bir yöntemdir. Daha çok küsküt mücadelesinde kullanılır; biçimden hemen sonra küskütle bulaşık alanlar alev makinaları kullanılarak yakılır. Ancak bu yöntem, yoncanın gelişmesini olumsuz yönde etkilediği için pek tercih edilmez.
Kimyasal Mücadele
Yonca ve korunga içinde bulunan yabancıotlarla aşağıdaki çizelgede verilen herbisitler kullanılarak mücadele edilebilir. Burada, baklagillere seçiciliği
Yonca ve korungada kullanılan herbisitler
b) Ekim öncesinde yabancıotları yok etmek: Yonca ve korunga çok yıllık bitkilerdir. Ekildikten sonra 4-7 yıl süreyle tarlada kalabilirler. Bu sebeple, yonca veya korunga ekilmeden önce tarla, çok yıllıklar başta olmak üzere, yabancıotlardan temizlenmelidir. Böylece, yetiştiriciliğin ileri dönemlerinde daha az sorunla karşılaşılır. Yem bitkilerinde, ileri dönemlerde yabancıotlarla mücadele zordur. Yonca ve korunga rekabet güçleri yüksek bitkilerdir, tek yıllık birçok yabancıotun gelişmesine imkan vermezler. İleriki dönemlerde, sadece bazı büyük yapılı bitkiler sorun oluşturabilir.
c) Ekim zamanı ve yönteminin iyi seçilmesi: Ekim zamanı belirlenirken, sorun olan yabancıotların gelişme dönemleri de dikkate alınmalıdır. Yem bitkisi ekilecek yerde eğer, yazlık yabancıotlar çoğunluktaysa ekim sonbaharda yapılmalı, kışlık yabancıotlar sorun oluyorsa ekim ilkbaharda yapılmalıdır. Böylece, yabancıotlardan kaçarak yem bitkisinin daha güçlü yetişmesine fırsat sağlanmış olunur.
Yabancıotlarla mücadelede öncelikle, kültür bitkisinin güçlü yetiştirilmesi şarttır. Bunun için dikkat edilmesi gerekli hususlardan başta gelenleri; ekimden önce toprak hazırlığının iyi yapılması, ekim metodunun doğru seçimi vb. dir.
d) Kültür bitkisinin rekabet gücünü yükseltmek: burada birinci şart, çeşit seçimini doğru yapmaktır. Bölge şartlarına iyi adapte olmuş, güçlü ve hızlı gelişen çeşitleri seçmek gerekir. Çeşit seçimi doğru yapıldıktan sonra, bitkinin güçlü gelişmesini sağlayacak gübreleme, sulama vb. bakım işlemlerinin yeterince yapılması şarttır. Diğer bir ifadeyle, yonca ve korunganın seyrelmesine sebep olabilecek tüm etkenler ortadan kaldırılmalıdır.
e) Biçim: Bilindiği gibi, yem bitkileri biçilerek hasat edilir. Eğer biçim aşamasına kadar diğer hususlara dikkat edilmiş ise, yem bitkilerinde yabancıot sorunu olmaz. Fakat, yine de biçimin zamanında ve uygun yükseklikten yapılması gereklidir. Yem bitkilerini zayıf düşürecek ve yeniden sürmesini geciktirecek biçim işlemleri, yabancıotlara fırsat tanıyacaktır. Biçim yapılırken, küsküt başta olmak üzere, yabancıotların tohum bağlama dönemlerine de dikkat etmek gerekir. Özellikle, küskütle bulaşık yoncalıklarda biçim, mutlaka küsküt tohum bağlamadan önce yapılmalıdır.
f) Yakma: Belli alanlarda uygulanan bir yöntemdir. Daha çok küsküt mücadelesinde kullanılır; biçimden hemen sonra küskütle bulaşık alanlar alev makinaları kullanılarak yakılır. Ancak bu yöntem, yoncanın gelişmesini olumsuz yönde etkilediği için pek tercih edilmez.
Kimyasal Mücadele
Yonca ve korunga içinde bulunan yabancıotlarla aşağıdaki çizelgede verilen herbisitler kullanılarak mücadele edilebilir. Burada, baklagillere seçiciliği
Yonca ve korungada kullanılan herbisitler
Etkili maddesi | Uyg. Dozu | Uygulama şekli ve zamanı |
EPTC 840 g/l | (preparat/da) | e.ö., top.karışt.; ç.ö.ve ç.s. s. suyuna |
chlorprophame 466 g/kg | 400-500 cc | e.ö; ç.ö; ç.s (yonca en az üç gerçek yapraklı) |
imazetapyr 100 g/l | 400-1600 cc | Ç.ö. veya ç.s (y.otlar 7.5 cm²den kısa iken) |
TCA 950 g/kg | 20-35 cc | Dormant dönemde |
trifluralin 480 g/l | 8-15 kg | “ |
dalapon 850 g/kg | 200-400 cc | “ |
diuron 800 g/kg | 1-1.5 kg | “ |
atrazin 500 g/kg | 150-400 g | “ küskütle mücadelede |
simazin 500 g/kg | 700 g | “ küskütle mücadelede |
paraquat 200 g/l | 4 kg | Küskütün üzerine |
diquat 200 g/l | 500 cc | 1) küskütün üzerine |
metribuzin 700 g/l | 500 cc | 2) ç.s. tohum yetiştiriciliğinde, hasat öncesi kurutucu olarak |
bromoxynil 225 g/l | 50-100 g | Ç.s. yonca tamamen sürdükten sonra, boğum çıkmadan önce |
pyridate 450 g/kg | 100-200 cc | Ç.s; yabancıotlar 2-4 yapr. Dönemde |
bentazon 480 g/l | 200-300 g | Yabancıotlar en fazla 4 yapraklı iken |
fomesafen 250 g/l | 150-400 cc | Ç.s; y.otlar 2-10 yapr. Dönemde |
propizamid 500 g/kg | 150 cc | Çıkış sonrası |
endothall g/l | 300 g | Küskütte, biçim sonrası |
400-800 cc | Tohum yetiştiricil. hasat öncesi kurutucu olarak. |
olan herbisitler kullanılabilmektedir. Daha çok yem
bitkilerinin dormant dönemlerinde veya biçimden sonra; yeşil aksamlarının henüz
oluşmadığı dönemlerinde çıkan yabancıotlara karşı herbisit uygulanarak etkili
kimyasal mücadele yapılmaktadır. Biçimden hemen sonra herbisit uygulamasıyla,
yonca ve korunga için gerçekte seçici olmayan bazı herbisitlerin
kullanılabilmesi imkanı doğar. Eğer, yonca veya korunga tohum için
yetiştiriliyorsa, tohum hasadını kolaylaştırmak amacıyla diquat veya endothal
gibi bileşikler yaprak dökücü olarak da kullanılabilir.
Küskütler (Cuscuta spp.) ve Mücadeleleri
Veremotu, şeytansaçı, cinsaçı, kızılot gibi bazı yöresel adlarıyla da isimlendirilen küsküt; köksüz, çiçekli ancak, yapraksız ve klorofilsiz tam parazit bir bitkidir. İnce (çapı yaklaşık 1 mm), iplik şeklinde, sarı veya turuncu renkli gövdeleri vardır. Bu iplik şeklindeki yapılarla, tutunduğu bitkinin gövdesine sarılır ve emeçlerini bitki içine sokarak; su, besin maddeleri ve fotosentetik maddeleri buradan alır.
Çok sayıda tohum verir, ortalama olarak bir küsküt bitkisinin verdiği tohum miktarı 5000-25000 arasında olabilir. Yayılması tohumla olur. toprağa düşen küsküt tohumlarının bir kısmı çimlenir, konukçusu olan bitkileri bulduklarında onlara tutunur ve topraktan ilişkisini keserek bitki üzerinde yaşamaya başlar. Daha sonra küsküt gövdesi uzayarak daldan dala, hatta bitkiden bitkiye geçerek ilerler ve sonunda bitkinin tüm organlarını kaplayacak bir hal alabilir. Küsküt tohumu, çimlendikten sonra konukçusuna tutununcaya kadar toprakta 2-4 hafta canlı kalabilir. Çimlenmeden, tohumun toprakta canlı kalma süresi ise oldukça uzundur. Bu süre 20 yıla varabilir. Küskütler konukçularına iki şekilde zarar verir.
1) Su, besin maddeleri ve fotosentetik maddelere ortak olduğu için konukçusunu zayıf düşürür ve gelişmesini engeller.
2) Konukçusunun gövdesine sarılarak boğar; dal, yaprak, çiçek, meyve gibi organları sararak, gelişmelerini engeller.
Yoncada küskütün birçok türü parazitlik yapmaktadır. Ülkemizde yonca üzerinde en çok rastlanan Cuscuta approximata (yonca küskütü) türüdür. Bunun yanında C. campestris (tarla küskütü) de sorun olmaktadır. Bu küskütler aynı zamanda, yonca tarlasının kenarlarında veya içinde bulunan birçok yabancıotun üzerinde yaşarlar. Yoncada, küskütle mücadelede dikkat edilmesi gereken hususları şu şekilde sıralayabiliriz.
1) Bulaşmayı önleyici tedbirler: Bu amaçla, aşağıda belirtilenlere dikkat edilmelidir:
a. Temiz tohum kullanmak: Yonca tarlası kurulurken, ilk olarak dikkat edilmesi gereken husustur. Kullanılacak yonca tohumluğunun, küsküt tohumu bulundurmamasına dikkat edilmelidir. Eğer, tohumluğun küskütlü olabileceği şüphesi varsa, tohumluk küsküt ayıklayıcı (dreküskütör)’dan geçirilmelidir. Küskütle bulaşık tarlalardan yonca tohumu alınmamalıdır.
b. Yonca tarlasını sulamada kullanılan suyun tarlaya gelmeden önce küskütlü tarlalardan geçmemesine dikkat edilmelidir.
c. Kullanılacak çiftlik gübresinin iyi yanmış olmasına dikkat etmek: Küsküt tohumları bulaşık yonca ile beraber hayvan tarafından yenilmekte ve büyük oranda sindirilmeden gübreye karışmaktadır. Çiftlik gübresinde bulunan bu küsküt tohumları, gübrenin iyi bir şekilde yakılmasıyla yok edilebilir. Bu yakma süresi en az altı ay olmalıdır, uygun süre ise bir yıldır.
d. Özellikle tohum bağlama dönemine gelmiş olan küskütle bulaşık yoncalar, hayvanlara yedirilmemelidir.
e. Küsküt, sadece yoncaya tutunmaz, tarla çevresinde bulunan birçok yabancıot üzerine de tutunur ve bu yolla hızlı bir şekilde yayılır. Tarla çevresinde bulunan yabancıotların temizlenmesi, küsküt mücadelesinde büyük önem arz eder.
2) Ekim nöbeti: Aynı tarlada, üst üste yonca yetiştiriciliği yapılmamalıdır. Toprağa dökülen küsküt tohumlarının, toprakta çimlenme yeteneklerini yitirmeden 8-10 yıl kalabildikleri bilinmektedir. Yonca ise, ekildikten sonra 3-7 yıl süreyle aynı tarlada kalmaktadır. Küskütle bulaşık alanlarda, bu süre boyunca tarlaya küsküt tohumu dökülmesi durumunda, sonraki dönemlerde uzunca bir süre, o tarlada yonca yetiştiriciliği yapmak mümkün olmayacaktır.
3) Sağlıklı yonca yetiştirmek: Bir bitkinin hastalık,zararlı veya yabancıotlara daha dirençli olabilmesi için, öncelikle o bitkinin sağlıklı olarak yetişmesi şarttır. Bitkinin yetiştirilme aşamalarının tümünde, tarımsal işlemler gerekli şekilde yapılmalıdır. Burada, özellikle bakım işlemleri, bitkiyi güçlü geliştirecek şekilde olmalıdır. Sulama miktarına ve ağırlığına; gerekli ise gübrelemeye dikkat edilmelidir.
Ayni şekilde biçim yüksekliği, sayısı ve sıklığı gibi yoncanın güçlü gelişmesi üzerine etkili olabilecek tüm faktörlere önem verilmelidir. Güçlü gelişen ve hızlı büyüyen yoncalarda küsküt, daha az zarar yapmaktadır.
4) Fiziksel mücadele: Aşağıda verilen yöntemler kullanılarak yapılır:
a. Elle yolma: Küsküt bulaşıklığının ilk görüldüğü zamanda veya küçük alanlarda, küsküt ipliklerinin elle yolunması suretiyle uygulanır. Ancak, küskütle mücadelede etkili bir yöntem değildir.
b. Biçme: Küskütle mücadelede en yaygın olarak kullanılan yöntemdir. Küsküt tohumlarının olgunlaşıp, bulaşık alanlardan temiz alanlara taşınmasını engellemek amacıyla, küsküt henüz çiçeklenmeden yonca biçilmelidir. Bu şekilde bulaşık tarlalarda, biçim tarihleri yoncaya göre değil, küskütün çiçeklenme dönemlerine göre ayarlanmak zorundadır. Yukarıda da belirtildiği gibi, öncelikle bu yöntemde amaç küskütün tohum bağlamasını engellemektir. Ancak biçme, sadece bu amaçla yapılmaz. Yonca tarlasının belli bölgelerinde yoğun fakat, sınırlı bulaşık söz konusu ise, bu alanlarda, yonca alçak ve sık biçilerek küskütün, tarlanın diğer bölgelerine yayılması engellenebilir.
Gerek elle yolma, gerekse biçme işlemlerinden sonra küskütlü yoncalar tarla içinde bırakılmamalı, eğer tohum bağlamışlarsa hayvanlara yedirilmemelidir.
c. Yakma: Bu işlem, yonca tarlasının belli bölgelerinde küskütün yoğun, fakat sınırlı bulaşık olması durumunda; o bölgedeki küskütü yonca ile beraber, alev makinasıyla veya yanıcı bir maddenin dökülerek akabinde yakılması suretiyle uygulanır. Bunun sonucunda küsküt yok olurken, yonca sonraları yeni sürgünler vererek kendini yenileyecektir.
d. Derin sürüm: Küsküt tohumu ile bulaşık tarlalarda, derin sürüm yapıldıktan sonra yetiştiricilik yapmak daha uygundur. Derin sürümde amaç, toprağı 25-40 cm derinden işleyerek (bir çeşit kirizma) toprak yüzeyine dökülmüş küsküt tohumlarını çimlenemeyecekleri derinliklere aktarmaktır.
5) Kimyasal mücadele: Küskütle kimyasal mücadele imkanları oldukça kısıtlıdır. Küsküt tohumları çimlenmeden ve yonca dormansi dönemdeyken veya biçimden sonra; toprağa atrazin (400 g/da), şimazi (400 g/da), chlorpropham (1000 ml/da) veya propizamid (300 g/da) uygulaması en etkili sonucu vermektedir.
Bunların haricinde, tarla üzerinde kalabilecek küsküt parçalarını ve yoncanın dip kısmına tutunmuş küskütleri öldürmek amacıyla, biçimden sonra tarla total ve kontakt etkili herhangi bir herbisitle (Örneğin: paraquat, 500 ml/da; diquat, 500 ml/da) ilaçlanabilir. Bu sırada yeşil aksamı bulunmayan yonca, ilaçlamadan zarar görmemekte, daha sonra tekrar yeni sürgünler verebilmektedir.
Herbisitler, aynı yakma işlemindeki gibi tarlanın bir bölümünde yoğun olarak bulunan küskütleri yok etmek için de kullanılabilir. Bu amaçla, yine total ve kontakt etkili bir herbisit seçilmelidir.
Küskütün yonca tarlasının büyük bir kısmını veya tamamını kaplaması ve yoncayı önemli ölçüde seyreltmesi durumunda, yonca yetiştiriciliğinden vazgeçip, tarladaki yoncayı küskütle beraber imha etmek en doğru seçim olabilir. Bu amaçla biçim, yakma veya herbisitle ilaçlama işlemlerinden biri tercih edilebilir. Bu işlemlerden sonra tarla sürülerek, küskütün konukçusu olmayan kültür bitkilerinin yetiştiriciliği yapılmalıdır.
6) Entegre mücadele: Sonuç olarak küsküt, verimi büyük ölçüde etkilemesi ve mücadelesinin zor olması sebebiyle, yoncada en önemli sorunların başında gelmektedir. Küsküt ile mücadelede bir tek mücadele yönteminin kullanılması yeterli olmamaktadır; bir çok uygun yöntem bir arada kullanılmalı yani, entegre mücadele yapılmalıdır.
Küskütler (Cuscuta spp.) ve Mücadeleleri
Veremotu, şeytansaçı, cinsaçı, kızılot gibi bazı yöresel adlarıyla da isimlendirilen küsküt; köksüz, çiçekli ancak, yapraksız ve klorofilsiz tam parazit bir bitkidir. İnce (çapı yaklaşık 1 mm), iplik şeklinde, sarı veya turuncu renkli gövdeleri vardır. Bu iplik şeklindeki yapılarla, tutunduğu bitkinin gövdesine sarılır ve emeçlerini bitki içine sokarak; su, besin maddeleri ve fotosentetik maddeleri buradan alır.
Çok sayıda tohum verir, ortalama olarak bir küsküt bitkisinin verdiği tohum miktarı 5000-25000 arasında olabilir. Yayılması tohumla olur. toprağa düşen küsküt tohumlarının bir kısmı çimlenir, konukçusu olan bitkileri bulduklarında onlara tutunur ve topraktan ilişkisini keserek bitki üzerinde yaşamaya başlar. Daha sonra küsküt gövdesi uzayarak daldan dala, hatta bitkiden bitkiye geçerek ilerler ve sonunda bitkinin tüm organlarını kaplayacak bir hal alabilir. Küsküt tohumu, çimlendikten sonra konukçusuna tutununcaya kadar toprakta 2-4 hafta canlı kalabilir. Çimlenmeden, tohumun toprakta canlı kalma süresi ise oldukça uzundur. Bu süre 20 yıla varabilir. Küskütler konukçularına iki şekilde zarar verir.
1) Su, besin maddeleri ve fotosentetik maddelere ortak olduğu için konukçusunu zayıf düşürür ve gelişmesini engeller.
2) Konukçusunun gövdesine sarılarak boğar; dal, yaprak, çiçek, meyve gibi organları sararak, gelişmelerini engeller.
Yoncada küskütün birçok türü parazitlik yapmaktadır. Ülkemizde yonca üzerinde en çok rastlanan Cuscuta approximata (yonca küskütü) türüdür. Bunun yanında C. campestris (tarla küskütü) de sorun olmaktadır. Bu küskütler aynı zamanda, yonca tarlasının kenarlarında veya içinde bulunan birçok yabancıotun üzerinde yaşarlar. Yoncada, küskütle mücadelede dikkat edilmesi gereken hususları şu şekilde sıralayabiliriz.
1) Bulaşmayı önleyici tedbirler: Bu amaçla, aşağıda belirtilenlere dikkat edilmelidir:
a. Temiz tohum kullanmak: Yonca tarlası kurulurken, ilk olarak dikkat edilmesi gereken husustur. Kullanılacak yonca tohumluğunun, küsküt tohumu bulundurmamasına dikkat edilmelidir. Eğer, tohumluğun küskütlü olabileceği şüphesi varsa, tohumluk küsküt ayıklayıcı (dreküskütör)’dan geçirilmelidir. Küskütle bulaşık tarlalardan yonca tohumu alınmamalıdır.
b. Yonca tarlasını sulamada kullanılan suyun tarlaya gelmeden önce küskütlü tarlalardan geçmemesine dikkat edilmelidir.
c. Kullanılacak çiftlik gübresinin iyi yanmış olmasına dikkat etmek: Küsküt tohumları bulaşık yonca ile beraber hayvan tarafından yenilmekte ve büyük oranda sindirilmeden gübreye karışmaktadır. Çiftlik gübresinde bulunan bu küsküt tohumları, gübrenin iyi bir şekilde yakılmasıyla yok edilebilir. Bu yakma süresi en az altı ay olmalıdır, uygun süre ise bir yıldır.
d. Özellikle tohum bağlama dönemine gelmiş olan küskütle bulaşık yoncalar, hayvanlara yedirilmemelidir.
e. Küsküt, sadece yoncaya tutunmaz, tarla çevresinde bulunan birçok yabancıot üzerine de tutunur ve bu yolla hızlı bir şekilde yayılır. Tarla çevresinde bulunan yabancıotların temizlenmesi, küsküt mücadelesinde büyük önem arz eder.
2) Ekim nöbeti: Aynı tarlada, üst üste yonca yetiştiriciliği yapılmamalıdır. Toprağa dökülen küsküt tohumlarının, toprakta çimlenme yeteneklerini yitirmeden 8-10 yıl kalabildikleri bilinmektedir. Yonca ise, ekildikten sonra 3-7 yıl süreyle aynı tarlada kalmaktadır. Küskütle bulaşık alanlarda, bu süre boyunca tarlaya küsküt tohumu dökülmesi durumunda, sonraki dönemlerde uzunca bir süre, o tarlada yonca yetiştiriciliği yapmak mümkün olmayacaktır.
3) Sağlıklı yonca yetiştirmek: Bir bitkinin hastalık,zararlı veya yabancıotlara daha dirençli olabilmesi için, öncelikle o bitkinin sağlıklı olarak yetişmesi şarttır. Bitkinin yetiştirilme aşamalarının tümünde, tarımsal işlemler gerekli şekilde yapılmalıdır. Burada, özellikle bakım işlemleri, bitkiyi güçlü geliştirecek şekilde olmalıdır. Sulama miktarına ve ağırlığına; gerekli ise gübrelemeye dikkat edilmelidir.
Ayni şekilde biçim yüksekliği, sayısı ve sıklığı gibi yoncanın güçlü gelişmesi üzerine etkili olabilecek tüm faktörlere önem verilmelidir. Güçlü gelişen ve hızlı büyüyen yoncalarda küsküt, daha az zarar yapmaktadır.
4) Fiziksel mücadele: Aşağıda verilen yöntemler kullanılarak yapılır:
a. Elle yolma: Küsküt bulaşıklığının ilk görüldüğü zamanda veya küçük alanlarda, küsküt ipliklerinin elle yolunması suretiyle uygulanır. Ancak, küskütle mücadelede etkili bir yöntem değildir.
b. Biçme: Küskütle mücadelede en yaygın olarak kullanılan yöntemdir. Küsküt tohumlarının olgunlaşıp, bulaşık alanlardan temiz alanlara taşınmasını engellemek amacıyla, küsküt henüz çiçeklenmeden yonca biçilmelidir. Bu şekilde bulaşık tarlalarda, biçim tarihleri yoncaya göre değil, küskütün çiçeklenme dönemlerine göre ayarlanmak zorundadır. Yukarıda da belirtildiği gibi, öncelikle bu yöntemde amaç küskütün tohum bağlamasını engellemektir. Ancak biçme, sadece bu amaçla yapılmaz. Yonca tarlasının belli bölgelerinde yoğun fakat, sınırlı bulaşık söz konusu ise, bu alanlarda, yonca alçak ve sık biçilerek küskütün, tarlanın diğer bölgelerine yayılması engellenebilir.
Gerek elle yolma, gerekse biçme işlemlerinden sonra küskütlü yoncalar tarla içinde bırakılmamalı, eğer tohum bağlamışlarsa hayvanlara yedirilmemelidir.
c. Yakma: Bu işlem, yonca tarlasının belli bölgelerinde küskütün yoğun, fakat sınırlı bulaşık olması durumunda; o bölgedeki küskütü yonca ile beraber, alev makinasıyla veya yanıcı bir maddenin dökülerek akabinde yakılması suretiyle uygulanır. Bunun sonucunda küsküt yok olurken, yonca sonraları yeni sürgünler vererek kendini yenileyecektir.
d. Derin sürüm: Küsküt tohumu ile bulaşık tarlalarda, derin sürüm yapıldıktan sonra yetiştiricilik yapmak daha uygundur. Derin sürümde amaç, toprağı 25-40 cm derinden işleyerek (bir çeşit kirizma) toprak yüzeyine dökülmüş küsküt tohumlarını çimlenemeyecekleri derinliklere aktarmaktır.
5) Kimyasal mücadele: Küskütle kimyasal mücadele imkanları oldukça kısıtlıdır. Küsküt tohumları çimlenmeden ve yonca dormansi dönemdeyken veya biçimden sonra; toprağa atrazin (400 g/da), şimazi (400 g/da), chlorpropham (1000 ml/da) veya propizamid (300 g/da) uygulaması en etkili sonucu vermektedir.
Bunların haricinde, tarla üzerinde kalabilecek küsküt parçalarını ve yoncanın dip kısmına tutunmuş küskütleri öldürmek amacıyla, biçimden sonra tarla total ve kontakt etkili herhangi bir herbisitle (Örneğin: paraquat, 500 ml/da; diquat, 500 ml/da) ilaçlanabilir. Bu sırada yeşil aksamı bulunmayan yonca, ilaçlamadan zarar görmemekte, daha sonra tekrar yeni sürgünler verebilmektedir.
Herbisitler, aynı yakma işlemindeki gibi tarlanın bir bölümünde yoğun olarak bulunan küskütleri yok etmek için de kullanılabilir. Bu amaçla, yine total ve kontakt etkili bir herbisit seçilmelidir.
Küskütün yonca tarlasının büyük bir kısmını veya tamamını kaplaması ve yoncayı önemli ölçüde seyreltmesi durumunda, yonca yetiştiriciliğinden vazgeçip, tarladaki yoncayı küskütle beraber imha etmek en doğru seçim olabilir. Bu amaçla biçim, yakma veya herbisitle ilaçlama işlemlerinden biri tercih edilebilir. Bu işlemlerden sonra tarla sürülerek, küskütün konukçusu olmayan kültür bitkilerinin yetiştiriciliği yapılmalıdır.
6) Entegre mücadele: Sonuç olarak küsküt, verimi büyük ölçüde etkilemesi ve mücadelesinin zor olması sebebiyle, yoncada en önemli sorunların başında gelmektedir. Küsküt ile mücadelede bir tek mücadele yönteminin kullanılması yeterli olmamaktadır; bir çok uygun yöntem bir arada kullanılmalı yani, entegre mücadele yapılmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder