2 Ocak 2017 Pazartesi

NLP ve Öğrenme

Neden bazı çocuklar oyuncaklarını her sefer kutuya koyarken bazıları ilk oynamada kutuyu yırtarak açarlar? Neden bir şey anlattığımızda 'ne demek istediğini anlıyorum' , 'dediğini duyuyorum'  ya da 'demek istediğini kavradım' gibi cevaplar alıyoruz? Neden bir şeyler anlatılırken bir grup dinleyici ile göz göze olurken bir grup dinleyici yan dönerek kulağını bize çeviriyor? Aynı olayı aktarırken kişiler gördüklerini, duyduklarını ve hissettiklerini farklı aktarıyor? Bu farklılıklara öğrenme sitilleri veya NLP literatüründe temsil sistemleri deniyor.

Kişilerin aynı uyaranlara farklı cevaplar vermelerinin nedenleri, beynin görsel, işitsel ve kinestetik merkezlerinin her insanda farklı oranlarda çalışması. Bilgilerimizi beş duyumuzla topluyoruz. %40 ımız görme duyusunu, %40 ımız işitme duyusunu , % 20 miz ise duygular ya da beyinsel güçleri bilgiyi toplama ve toplanan  bu bilgileri geri çağırmada kullanıyoruz. Yani birbirinden farklı öğrenme stillerine sahibiz.

Öğrenme sitillerimiz doğuştan var olan karakteristik özelliklerimizdendir. Herhangi bir öğrenme başarısızlığı da genellikle kişilerde uygun temsil sistemlerine hitap edilemediğine ortaya çıkıyor. Örneğin dokunarak öğrenen bir öğrenciye görsel ve işitsel malzemelerle anlatılan derste istenen sonucun alınması çok da olanaklı olmuyor. Bu da, kişileri öğrenilmiş çaresizlik yolu ile başarısızlığa itiyor. Öğrenme sitillerine göre yönlendirilen bireylerde  ise konsantrasyon artıyor ve bilgilerin unutulması engelleniyor, değişik öğrenme tarzlarına adaptasyon kolaylaşıyor, daha aktif ve bağımsız bir öğrenme sürecine geçiliyor, öğrenmeyi öğrenme gerçekleşiyor.

Bir kişisel gelişim modeli olarak ele alındığında NLP, temsil sistemlerinin belirlenmesi yoluyla öğrenme konusundaki problemlere de çözüm olabiliyor. Aslında NLP iş dünyasında lider, yönetici ve takım eğitiminde; sağlıkta strese dayalı hastalıkların tedavisinde ve moral desteği gerektiren tüm rahatsızlıklarda;  terapide kişilik bozuklukları sosyal fobiler paniklerde; insan kaynaklarında işlere uygun personel seçiminde; aile içi iletişimde eşler arasında iletişim bozuklukları ve anne baba çocuk sorunlarında ve kişisel gelişimde kendini tanıma, özgüven kazanma, kişisel başarı ve iletişim problemlerinde olmak üzere bir çok alanda yaygın olarak kullanılıyor. Eğitimde ise hızlandırılmış öğrenme,öğrenmenin öğrenilmesi, yaratıcı öğrenme, öğrenme zorluklarının yenilmesi, dinleyici ve alıcının algı kanallarına göre eğitim verebilme ve yabancı dil öğretiminde   kullanılıyor.. 

70lerin başında NLP'nin temellerini atan matematikçi Richard Bandler ve dilbilimci John Grinder'in amaçları, daha iyi iletişim, hızlı öğrenme ve kişisel başarı için  kullanılabilecek  model ve stratejiler oluşturabilmekti. Açılımına bakıldığında NLP  (Neuro Linguistic Programming )    ( Beyin Dilini Programlama ) vasat sonuçlar ya da başarısızlık doğuran eylemler ile başarı ya da mükemmellik getiren edimlerimiz arasındaki farkı anlamamıza yardımcı olan, insanları anlamak ve etkili iletişim kurmak için oluşturulan  psikolojik bir teknik. Temsil sistemlerimiz de bu tekniğin birer parçası.

Öğrenme sistemlerinin belirlenmesi 

Kişileri gözlemleyerek, söylediklerini dinleyerek hangi temsil sistemini ve öğrenme stilini kullandıklarını belirlemek ve öğrenmelerini bu stiller doğrultusunda yönlendirmek mümkün. Bugün anaokullarından başlanarak okullarda bu yöndeki çalışmalar geliştirilmekte. Duyulara ait kişisel yönelimleri doğru çözebildiğimizde öğrenme kalitemizi mükemmelleştirebiliriz.. Görsel,işitsel ve duyusal temsil sistemlerini kullanmalarına göre kişilerin farklı algılama; algıladıklarını farklı aktarma ve farklı öğrenme yolları olacaktır. Bu temsil sistemlerine sahip kişilerin temel özelliklerin ve  en iyi  öğrenme yöntemlerine bakarsak:

GÖRSELLER

Genellikle tertipli ve titizdirler 
Düzene ve renk uyumuna özen gösterirler
Resimli kitapları  daha rahat okurlar ve resim yapmayı severler
Eşyalarını çok iyi korurlar
Yapboz gibi görsel oyunları severler
Sözlü talimatları takip etmekte zorlanırlar
Kurallara bağlı ve disiplinlidirler
Çok az yazım ve noktalama hatası yaparlar
Yüzleri hatırlayıp isimleri unuturlar 

EN İYİ ÖĞRENME YOLLARI

Tam anlama için öğrenme sürecinin mutlaka görsel öğelerle desteklenmesi gerekir
Harita, poster, şema gibi araçlarla daha kolay öğrenirler ve bu yolla öğrendiklerini daha rahat anımsarlar
Bol resimli ve şekilli kitaplardan hoşlanırlar
Konularla ilgili zihin haritaları yapmaları kelimelerden daha verimli olur
Öğrenme sürecinde tahta ve defter gibi malzeme kullanılmaması öğrenmeye ciddi bir engeldir.

İŞİTSELLER

Kendi kendilerine konuşurlar (Yalnızken kendi kendine konuşarak oynayan çocuklar büyük ihtimalle işitselidir)
Ses ve müziğe duyarlıdırlar
Genellikle ahenkli ve güzel konuşurlar
Kelime dağarcıkları geniştir
Kulaklarıyla duymadıkları şeyleri anlamakta zorlanırlar
Yabancı dil öğrenmeye yatkındırlar
Bulundukları ortamda gürültüden çok rahatsız olurlar
Yazma konusunda sıkıntı çekerler, noktalama ve dilbilgisi hataları yaparlar
Bir iş yaparken aynı zamanda müzik dinlerler
Dinledikleri kişilere sürekli tasdik ya da reddedici sesler çıkarırlar(hı hı,  öyle mi? )
Şarkı sözlerini,  reklamları birkaç kez işittikten sonra kolayca hatırlarlar

EN İYİ ÖĞRENME YOLLARI

Öğrenmeye motive olabilmek için öncelikle sessiz bir ortama ihtiyaç duyarlar
Daha çok konuşarak ve tartışarak öğrenirler
Grup çalışmaların yatkındırlar 
Yüksek sesle okuma ve tekrar etme  bilgileri akılda tutmalarının  iyi bir yoludur
Sesli düşünmeleri ve akıllarından geçen çözüm yollarını seslendirmeleri gerekmektedir
İkili konuşma ve diyalogların bol olduğu kitaplardan hoşlanırlar
Sessiz okuma ve soru sormalarını engelleme öğrenme için bir engel teşkil eder

DOKUNSALLAR/ KİNESTETİKLER

Oldukça hareketlidirler
Tahta kullanımından en az yararlanan gruptur
Dokunmayı severler
El şakaları yaparlar konuşma sırasında elleri  devamlı hareketlidir
Düzensizlikten herhangi bir rahatsızlık duymazlar
Toprak ve oyun hamurları ile oynamaktan zevk duyarlar


EN İYİ ÖĞRENME YOLLARI

Öğrenme süresince hareket etmelerine, bir şeylerle oynamalarına izin verilmeli(kalem çevirme gibi), hareketleri engellenmemeli
Söylenen ya da okunandan çok  yapılanı hatırladıklarından öğrenme için animasyon ve canlandırmalardan yararlanılmalı
Çalışma süreleri kısa tutulmalıdır

Bu öğrenme yolları arasındaki fark, farklı öğrenme süreçlerini ve öğrenme şekillerini  gerektiriyor. Öğrenmede başarı, uygulanan farklı öğrenme teknikleri ile mümkün ve kalıcı oluyor.

Bu yazıyı okuduktan sonra, sizin kafanızda ne canlandı, bu yazı size neler hissettirdi, kulağınıza nasıl geliyor?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder