Neden bazı çocuklar oyuncaklarını her sefer kutuya koyarken bazıları ilk oynamada kutuyu yırtarak açarlar? Neden bir şey anlattığımızda 'ne demek istediğini anlıyorum' , 'dediğini duyuyorum' ya da 'demek istediğini kavradım' gibi cevaplar alıyoruz? Neden bir şeyler anlatılırken bir grup dinleyici ile göz göze olurken bir grup dinleyici yan dönerek kulağını bize çeviriyor? Aynı olayı aktarırken kişiler gördüklerini, duyduklarını ve hissettiklerini farklı aktarıyor? Bu farklılıklara öğrenme sitilleri veya NLP literatüründe temsil sistemleri deniyor.
Kişilerin aynı uyaranlara farklı cevaplar vermelerinin nedenleri, beynin görsel, işitsel ve kinestetik merkezlerinin her insanda farklı oranlarda çalışması. Bilgilerimizi beş duyumuzla topluyoruz. %40 ımız görme duyusunu, %40 ımız işitme duyusunu , % 20 miz ise duygular ya da beyinsel güçleri bilgiyi toplama ve toplanan bu bilgileri geri çağırmada kullanıyoruz. Yani birbirinden farklı öğrenme stillerine sahibiz.
Öğrenme sitillerimiz doğuştan var olan karakteristik özelliklerimizdendir. Herhangi bir öğrenme başarısızlığı da genellikle kişilerde uygun temsil sistemlerine hitap edilemediğine ortaya çıkıyor. Örneğin dokunarak öğrenen bir öğrenciye görsel ve işitsel malzemelerle anlatılan derste istenen sonucun alınması çok da olanaklı olmuyor. Bu da, kişileri öğrenilmiş çaresizlik yolu ile başarısızlığa itiyor. Öğrenme sitillerine göre yönlendirilen bireylerde ise konsantrasyon artıyor ve bilgilerin unutulması engelleniyor, değişik öğrenme tarzlarına adaptasyon kolaylaşıyor, daha aktif ve bağımsız bir öğrenme sürecine geçiliyor, öğrenmeyi öğrenme gerçekleşiyor.
Bir kişisel gelişim modeli olarak ele alındığında NLP, temsil sistemlerinin belirlenmesi yoluyla öğrenme konusundaki problemlere de çözüm olabiliyor. Aslında NLP iş dünyasında lider, yönetici ve takım eğitiminde; sağlıkta strese dayalı hastalıkların tedavisinde ve moral desteği gerektiren tüm rahatsızlıklarda; terapide kişilik bozuklukları sosyal fobiler paniklerde; insan kaynaklarında işlere uygun personel seçiminde; aile içi iletişimde eşler arasında iletişim bozuklukları ve anne baba çocuk sorunlarında ve kişisel gelişimde kendini tanıma, özgüven kazanma, kişisel başarı ve iletişim problemlerinde olmak üzere bir çok alanda yaygın olarak kullanılıyor. Eğitimde ise hızlandırılmış öğrenme,öğrenmenin öğrenilmesi, yaratıcı öğrenme, öğrenme zorluklarının yenilmesi, dinleyici ve alıcının algı kanallarına göre eğitim verebilme ve yabancı dil öğretiminde kullanılıyor..
70lerin başında NLP'nin temellerini atan matematikçi Richard Bandler ve dilbilimci John Grinder'in amaçları, daha iyi iletişim, hızlı öğrenme ve kişisel başarı için kullanılabilecek model ve stratejiler oluşturabilmekti. Açılımına bakıldığında NLP (Neuro Linguistic Programming ) ( Beyin Dilini Programlama ) vasat sonuçlar ya da başarısızlık doğuran eylemler ile başarı ya da mükemmellik getiren edimlerimiz arasındaki farkı anlamamıza yardımcı olan, insanları anlamak ve etkili iletişim kurmak için oluşturulan psikolojik bir teknik. Temsil sistemlerimiz de bu tekniğin birer parçası.
Öğrenme sistemlerinin belirlenmesi
Kişileri gözlemleyerek, söylediklerini dinleyerek hangi temsil sistemini ve öğrenme stilini kullandıklarını belirlemek ve öğrenmelerini bu stiller doğrultusunda yönlendirmek mümkün. Bugün anaokullarından başlanarak okullarda bu yöndeki çalışmalar geliştirilmekte. Duyulara ait kişisel yönelimleri doğru çözebildiğimizde öğrenme kalitemizi mükemmelleştirebiliriz.. Görsel,işitsel ve duyusal temsil sistemlerini kullanmalarına göre kişilerin farklı algılama; algıladıklarını farklı aktarma ve farklı öğrenme yolları olacaktır. Bu temsil sistemlerine sahip kişilerin temel özelliklerin ve en iyi öğrenme yöntemlerine bakarsak:
GÖRSELLER
• Genellikle tertipli ve titizdirler
• Düzene ve renk uyumuna özen gösterirler
• Resimli kitapları daha rahat okurlar ve resim yapmayı severler
• Eşyalarını çok iyi korurlar
• Yapboz gibi görsel oyunları severler
• Sözlü talimatları takip etmekte zorlanırlar
• Kurallara bağlı ve disiplinlidirler
• Çok az yazım ve noktalama hatası yaparlar
• Yüzleri hatırlayıp isimleri unuturlar
EN İYİ ÖĞRENME YOLLARI
• Tam anlama için öğrenme sürecinin mutlaka görsel öğelerle desteklenmesi gerekir
• Harita, poster, şema gibi araçlarla daha kolay öğrenirler ve bu yolla öğrendiklerini daha rahat anımsarlar
• Bol resimli ve şekilli kitaplardan hoşlanırlar
• Konularla ilgili zihin haritaları yapmaları kelimelerden daha verimli olur
• Öğrenme sürecinde tahta ve defter gibi malzeme kullanılmaması öğrenmeye ciddi bir engeldir.
İŞİTSELLER
• Kendi kendilerine konuşurlar (Yalnızken kendi kendine konuşarak oynayan çocuklar büyük ihtimalle işitselidir)
• Ses ve müziğe duyarlıdırlar
• Genellikle ahenkli ve güzel konuşurlar
• Kelime dağarcıkları geniştir
• Kulaklarıyla duymadıkları şeyleri anlamakta zorlanırlar
• Yabancı dil öğrenmeye yatkındırlar
• Bulundukları ortamda gürültüden çok rahatsız olurlar
• Yazma konusunda sıkıntı çekerler, noktalama ve dilbilgisi hataları yaparlar
• Bir iş yaparken aynı zamanda müzik dinlerler
• Dinledikleri kişilere sürekli tasdik ya da reddedici sesler çıkarırlar(hı hı, öyle mi? )
• Şarkı sözlerini, reklamları birkaç kez işittikten sonra kolayca hatırlarlar
EN İYİ ÖĞRENME YOLLARI
• Öğrenmeye motive olabilmek için öncelikle sessiz bir ortama ihtiyaç duyarlar
• Daha çok konuşarak ve tartışarak öğrenirler
• Grup çalışmaların yatkındırlar
• Yüksek sesle okuma ve tekrar etme bilgileri akılda tutmalarının iyi bir yoludur
• Sesli düşünmeleri ve akıllarından geçen çözüm yollarını seslendirmeleri gerekmektedir
• İkili konuşma ve diyalogların bol olduğu kitaplardan hoşlanırlar
• Sessiz okuma ve soru sormalarını engelleme öğrenme için bir engel teşkil eder
DOKUNSALLAR/ KİNESTETİKLER
• Oldukça hareketlidirler
• Tahta kullanımından en az yararlanan gruptur
• Dokunmayı severler
• El şakaları yaparlar konuşma sırasında elleri devamlı hareketlidir
• Düzensizlikten herhangi bir rahatsızlık duymazlar
• Toprak ve oyun hamurları ile oynamaktan zevk duyarlar
EN İYİ ÖĞRENME YOLLARI
• Öğrenme süresince hareket etmelerine, bir şeylerle oynamalarına izin verilmeli(kalem çevirme gibi), hareketleri engellenmemeli
• Söylenen ya da okunandan çok yapılanı hatırladıklarından öğrenme için animasyon ve canlandırmalardan yararlanılmalı
• Çalışma süreleri kısa tutulmalıdır
Bu öğrenme yolları arasındaki fark, farklı öğrenme süreçlerini ve öğrenme şekillerini gerektiriyor. Öğrenmede başarı, uygulanan farklı öğrenme teknikleri ile mümkün ve kalıcı oluyor.
Bu yazıyı okuduktan sonra, sizin kafanızda ne canlandı, bu yazı size neler hissettirdi, kulağınıza nasıl geliyor?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder