2 Ocak 2017 Pazartesi

Şantiyelerde İşbaşı Eğitimleri

Diğer tüm sektörlerde olduğu gibi, inşaat sektöründe de, özellikle şantiye ağırlıklı çalışmalarda, iş güvenliğini tehdit eden birçok unsur sözkonusudur. İş güvenliği, günümüz şartlarında tek başına yeterli olmayıp, son yıllarda iş güvenliği kelimelerinin ardından sağlık ve çevre kelimeleri gelmektedir. 10 yılımı doldurmuş olduğum meslek hayatımda, ilk yıllarımdaki şantiye çalışmalarımı düşündüğümde, iş sağlığı güvenliği ve çevre (İSGÇ) bilincindeki büyük ilerlemenin farkına varmamam mümkün değil. Üniversitede mühendislik eğitimi almaya başladığım yıllarda, ağırlıklı olarak, yabancı kaynaklı dizilerde ve filmlerde görmüş olduğumuz, baret dediğimiz başı koruyucu donanımın, sadece mühendis olmanın sembolü olduğunu düşünürdüm. Diğer tüm koruyucu donanımlardan ise haberimiz dahi yoktu. Şu anki mesleki deneyimimi ve İSGÇ ile ilgili almış olduğum eğitimleri düşündüğüm zaman, geçmişe dönük olarak ne yapılmalıydı, eksik olan neydi ve nasıl düzeltilmeliydi sorularına vereceğimiz yanıtların, ilerde öneminin daha da öne çıkacağını ve bu bilinci kavrayamayan hiçbir çalışanın sektörde yer alamayacağını düşünüyorum.

“Herşeyin başı eğitim”

Günlük hayatımızda da çok sık kullandığımız basit ama son derece doğru bir deyim. Meslek hayatıma atıldığım güne kadar almış olduğum tüm eğitimlerin içinde -ki buna ilk orta ve lisans düzeyindeki üniversite mühendislik eğitimim de dahil-, İSGÇ ile ilgili, en azından aklımda kalacak kadar etkili bir eğitim almamış olduğumu ifade etmeliyim. Oysa ki tüm eğitim hayatımızın nihai amacı bir meslek edinmek ve o meslek üzerine çalışmaktır. İş hayatımızda ise hangi sektör olursa olsun İSGÇ, üstünde ciddi eğitim almayı gerektirecek kadar önemli sorunlarla karşımıza çıkmaktadır. Üzerinde daha önce düşünülmediği için de, oluşan güvenlik ve çevre sorunları, hiç akla gelmeyen olaylar olarak tanımlanmıştır. Oysa ki İSGÇ ile ilgili eğitimlerin de temel amacı, akla hiç gelmeyeceği düşünülen ihtimaller de düşünülerek alınması gereken önlemlerin belirlenmesidir. Bu yüzden de sözkonusu bu eğitimler, meslek seçimine göre eğitimin verildiği üniversite eğitiminden önce de, en azından ana hatlarıyla verilmelidir. Üniversite ya da mesleki eğitimin verildiği diğer eğitim kurumlarında ise ana hatlarıyla verilen bu eğitim, mesleki özelliklere, önceliklere göre detaylandırılarak geliştirilmelidir.

Bahsetmiş olduğum bu eğitimler, özellikle yönetici konumunda ya da idari kadro konumundaki işgücünü ilgilendirmekle beraber, sahalarda üretimi gerçekleştiren, ve asıl iş güvenliği tehlikelerine birebir neden olan ve bu tehlikelerden birebir etkilenen işçi kadrosunun İSGÇ ile ilgili bilinçlenmesi de yine bu eğitimler sayesinde yeterli düzeye ulaşacaktır kanısındayım. İlköğretimden itibaren, ana hatlarıyla başlayarak verilecek olan İSGÇ eğitimleri ve bilinçlendirilmelerinin, eğitim sistemine katılma sürecinin uzun süreli bir yatırım olacağı ve bu süreçte iş hayatının bekleme süreci yaşayamayacağı düşünüldüğünde, mevcut şartlarda devam eden işlerdeki İSGÇ eğitimlerinin de kısa vadede, amacına uygun düzeyde çözüme ulaştırılması gereği de muhakkaktır. Bu bağlamda alınması gereken en acil önlemler ise, öncelikle zaten mevcut yasalar ve yönetmeliklerde yer alan kuralların, pratikte uygulanmasına yönelik, hem yaptırımların hem de yatırımların bir an önce iş hayatına aksettirilmesini sağlayacak çözümlerde bulunmalıdır. Bu çözümlerde en önemli görev ise üretimi yapan firmaların kendilerine düşmektedir. Firmalar, ellerindeki işgücünün İSGÇ eğitimlerine, ar-ge yatırımları yapıyormuşçasına yatırım yapmalı ve bunları pratikte de uygulatmalılardır. Çünkü İSGÇ eğitimleri ve uygulamaları, özünde geri dönüşümü olmayan bir yatırım olmayıp, aksine işgücü kaybını önlemeye dönük en etkili yoldur. Günümüz şartlarında, hangi sektör olursa olsun, üretimin olduğu her yerde hedef, üretimin hızlı, kaliteli ve ekonomik olmasıdır. Bu üç unsur arasında öyle bir denge sağlanmalıdır ki, hızlı yapılan bir üretim kaliteden ödün vermesin, ya da kaliteli bir üretim ekonomik olmaktan ödün vermesin. Bu dengeyi sağlamanın yine en etkin yolu yetişmiş eğitimli işgücü ile üretim yapmaktan geçer. Bu üç unsuru sağlayan ama iş güvenliğine uygun olmayan şartlarda ya da çevre sağlığını tehdit eden şartlarda yapılan üretimlerin de günümüzde uygun görülmeyen üretimler sınıflandırmasında yer alacağı de artık bilinmektedir.

Genel hatlarıyla kısaca önemine değinmeye çalıştığım İSGÇ’nin, şu anda çalışmakta olduğum büyük bir projedeki uygulamaları, sanıyorum Türkiyedeki birçok projede ilk diyebileceğimiz uygulamaları içermektedir. Gelişmeye ve geliştirmeye her zaman açık olan, yani sürekli yaşayan uygulamalar bütünü olan İSGÇ uygulamalarının projenin ve projede çalışanların üstündeki etkileri de, yine projede başlıca birimlerden biri olan İSG ekibi tarafından sürekli izlenmesinin ve bu uygulamaların istatistiki veriler eşliğinde değerlendirmelerinin yapılmasının, uygulama pratiklerinin de geliştirilmesinde oldukça etkin olduğu kanısındayım. Yine bu pratikler içinde, yukarda açıkladığım, kısa vadede etkin olabilecek, yine yukarda bahsettiğim, uzun vadede iş gücü ve çevre sağlığı bilinçlendirmelerinin eğitim sisteminde yer alması sonucunda üretime katılacak olan daha bilinçli işgücü kadrolarının daha da geliştireceğine inandığım bir yöntemden bahsetmek istiyorum.

“İşbaşı (Toolbox) Eğitimleri”

1998 yılında başlamış olduğum meslek hayatımda toolbox deyimini, ilk olarak 2003 yılında, çalışmakta olduğum bir yurtdışı projesinde duymuştum ve tıpkı öncesinde, tüm İSGÇ terimlerinde olduğu gibi oldukça yabancı gelmişti. Toolbox sürecine gelinceye kadar olan süreçte bizlere yani sahadaki üretimlerin direk sorumluları olan tüm personele, kişisel koruyucu donanım kullanımından başlayarak diğer tüm İSGÇ ile ilgili eğitimler verilmişti. Başlangıçta hepimizde gerekliliği tartışılır derecede işi yavaşlattığını düşündüren bu eğitimler ve uygulamalar, zamanla sanki hepimiz için, araç kullanırken kullandığımız emniyet kemerlerini bağlama gibi alışkanlık haline geldi ve o andan itibaren, araçlardaki emniyet kemerinin faydaları nasıl tartışılmıyorsa iş güvenliği kurallarının gerekliliği de hiç tartışılmadı. İlk tepkilerin ardından ulaştığımız bu aşamadan sonra ise hepimiz için ana görev, öğrenilenlerin mutlak olarak sahada uygulatılması ve hatta bununla kalmayıp, sahadaki üretimin direk içinde olan personelin tecrübelerinden de yararlanarak, iş güvenliği bilgilerine katkıda bulunmak oldu. İşte bu süreçte sahadaki üretici personele ulaşmayı sağlayan –ki bu personel direk kazalara neden olan ve onlardan etkilenen işgücü- en önemli yol tool box olarak adlandırılan işbaşı konuşmalarıydı. Şu anda projemiz şantiyelerinde de etkin olarak uygulanan toolbox yani işbaşı konuşmaları, adından da anlaşılacağı üzere birebir işin yapıldığı yerde genellikle ayaküstü yapılan, tercihen sadece o işte çalışan işçilerin katılımıyla yapılan kısa, işin risklerinin, olabilecek tüm olumsuzlukların sesli olarak düşünüldüğü, katılımcıların tümünün fikrinin alındığı, ve olumsuzluklara karşı çözümlerin üretilip anlatıldığı, öğretildiği toplantılardır. Bu toplantılardaki ana amaç, diğer tüm İSGÇ eğitimlerinde olduğu gibi işgücü kayıpsız verimli ve güvenli çalışma ortamını sağlamaktır. Bu toplantılarda özellikle dikkat ettiğimiz başlıca hususlar:

Özellikle temel iş güvenliği eğitimini almış olan yeni personelin, almış olduğu eğitimlerin sahada uygulanması gerekliliği ve bilincinin verilmesi
Üretimi yeni başlayan, dolayısıyla oluşabilecek tehlikeler işi yapacaklar tarafından önceden kestirilemediği için risk taşıyan konuların, önceden düşünülerek belirlenmesi ve bunların dile getirilmesiyle çalışma esnasında özellikle dikkat edilmesi gerekenlerin işi yapacaklara etkili bir şekilde anlatılması,
Direk olarak çalışma alanında yapıldığı için doğruların ve yanlışların uygulamalı şekilde gösterilebilmesi olanağı,
Kısa ve etkili mesajlar içermesi, kısa olduğu için işgücü kaybı yaratmaması,
Soru yanıt şeklinde yapılabilmesi ve bunun sonucunda sesli düşünme olanağı yaratarak ortak ve en uygun çözümlerin beraber bulunması
Yine farklı görevlerde beraber çalışan personelin birbiriyle iletişimini güçlendirmesi ve uyum sürecini kısaltması
Düzenli olarak yapılmasıyla karşılaşılabilecek tehlikelerin sürekli hatırlatılması ve akılda kalıcı olmasının sağlanması
İş disiplininin ve iş güvenliğinin yanısıra çevre sağlığına da katkıda bulunulması


Yukardaki maddeler ana hatlarıyla toolbox konuşmalarının pratikte işgücü kayıplarına karşı sağladığı yararların en etkin şekilde açıkça gözükmesine katkıda bulunmaktadır.

İlk aşamalarda yadırganan işbaşı konuşmaları, tarafımızca da görülmüştür ki işçiye ulaşmada, çalışmalardaki güvenliği sağlamada en etkili yol olmuştur. Algıda seçicilik bağlamında, işbaşı konuşmalarının, işlendiği konularla ilgili olarak, toplantı sonrası gelişmeler takibinde işçilerin de güvenlikle ilgili konularda katkısı artmış ve asıl amaç olan otokontrol gün geçtikçe artan bir şekilde oluşmaya başlamıştır. Örneğin elektrikle çalışılan işlerdeki, ana konusu elektrik olan işbaşı konuşmalarının ardından, sahadaki personel, önce kendi güvenliğini düşünmesi gerektiği bilinçlendirmesinin ardından, yaralı kabloları yetkili iş güvenliği personeline kendileri bildirmiş, ya da ağır yük kaldırma operasyonları ile ilgili işbaşı konuşmalarının ardından, bu tarz operasyonlarda kullanılan ekipmanın gerekli kontrollerini yapmak bu işte çalışan personel için olmazsa olmaz alışkanlıklardan biri haline gelmiştir. Konuşmalar sırasında fikri sorulan, önerileri dinlenen personel kendisine değer verildiğini görerek, tecrübelerini iş güvenliğine katkıda da paylaşmaya başlamıştır. Bu sayede önceki tecrübelerini çarpıcı örneklerle anlatması sağlanan işçiler şantiyelerdeki bilincin artmasına katkıda bulunmuşlardır. Yine bu toplantılar sayesinde, iş güvenliğinin yanısıra çevreyi ilgilendiren konularda da bilinçlendirilen çalışanlar bu konuda da gereken özeni göstermeye başlamışlardır. Örneğin çevreyi tehdit eden atık yağlar, kimyasal atıklar, piller vs. atıkların çevreye dönüşümü çevre sağlığını tehdit etmeyecek şekilde, yine İSG ekibince düzenlenen atık yönetimine uygun şekilde yapılmaktadır.

İşbaşı konuşmalarının kanımca en önemli katkılardan biri de , yine bu toplantılarda ana konulardan biri olan kalite anlayışının işçilere aşılanmış olmasıdır. Başlanılan her iş öncesi yapılması alışkanlık haline gelen işbaşı konuşmalarında, o işle ilgili kalite unsurları da dile getirilmekte, düzenli yapılan toplantılarda da yapılan işlerde kalite anlayışının da devamlılığı sağlanarak kalite kültürü de geliştirilmektedir.

Şantiyelerde yaygın olarak kullanılan alt yüklenicilerin teknik personeli ve işçileri de işbaşı konuşmalarına mutlak suretle dahil edilmektedir. Bunun en önemli katkısı da iş güvenliği ve çevre sağlığı biliçlenmesinin proje sınırları dışına da taşmasıdır. Bu eğitimi almış alt yüklenici kadrosunun, yapmakta oldukları proje dışı işlerde de almış oldukları eğitimin gereklerini yerine getirmeleri umulmaktadır.

Hiç bir zaman unutulmamalıdır ki içinde insan unsuru olan her işte, her türlü eğitime rağmen hata unsuru vardır. Bu nedenle şantiyelerimizde sıradan uygulamalar haline getirilen işbaşı konuşmalarının yanısıra yine de oluşabilecek olumsuzluklara karşı, bu olumsuzluklar esnasında yapılacak doğru hareketlerin uygulamaları da zaman zaman yapılan tatbikatlarla anlatılmaktadır. İşbaşı konuşmalarıyla doğruyu öğrenen ve genellikle de bunu uygulayan personelin, olumsuzluklarla karşılaştığında göstereceği panik halinin de, eğitimli olması nedeniyle en alt düzeyde olması ve bunun sayesinde en kısa zamanda en uygun hareketi yaparak olumsuzluğun en az hasarla atlatılması umulmaktadır.

İşbaşı konuşmaları kısa toplantılar olmakla beraber, öncesinde her işle ilgili yapılan risk değerlendirme analizleri ve diğer tüm teknik ve bilimsel çalışmalar sonucunda, iş güvenliği ve çevre sağlığı mühendisliğinin, başlı başına şantiyelerin vazgeçilmez birimler olmasının ve işgücü kaybını azaltmasının sektöre çok büyük katkı sağlayacağını umuyor; bu bağlamda işbaşı konuşmalarının, İSG ekipleri –Saha teknik personeli-İşçiler birlikteliğini ve işbirliğini sağlaması nedeniyle iş güvenliği ve çevre sağlığı konularındaki gelişmelere çok büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder