Hz. Yusuf rüyasında güneşin, ayın ve on bir yıldızın kendisine secde ettiklerini görmüştü. Gördüğü rüyaya güveniyordu.
Kardeşleri tarafından kuyuya atıldığında, zindana koyulduğunda gördüğü rüyanın bir gün gerçekleşeceğine dair inancını, hiç yitirmedi. Rüyası, karanlıkta yanan bir mum gibi önünü aydınlatıyordu.
Kuyuya atıldığında Hz. Yusuf, Allah tarafından gelen bir ses duydu, ''Ey yiğit! Sen birgün mânevî padişah olacaksın. Kardeşlerinin sana yaptığı bu cefayı, yüzlerine vuracaksın'' denildi.
Hz. Yusuf, sesleneni görmemişti. Fakat gönlüyle söyleyeni hissetmişti. Ruhuna, o sesten bir güç ve huzur dolmuştu. O sesin kendisine vermiş olduğu kuvvetle, bütün eza ve cefalara katlandı.
***
Aynı şekilde ruhlarımızın yaratıldığı gün rabbimizin sorduğu, ''Ben sizin rabbiniz değil miyim?'' sesinin mânevî zevki, bütün müminlerin kalbinde kıyamete kadar devam eder. Bu yüzden bütün müminler, ne belâlara itiraz ederler, ne de Cenâb-ı Hakk'ın ''yap, yapma'' buyruğundan sıkılırlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder