Rus uzay aracı Soyuz TMA-3, Kazakistan'daki Baykonur üssünden fırlatılışından iki gün sonra Uluslararası Uzay İstasyonu'na (ISS) kenetlendi. Moskova'daki Kontrol Merkezi'nin sözcüsü, kenetlenmenin başarıyla gerçekleştiğini söyledi. Soyuz'un 3 kişilik mürettebatından Amerikalı astronot Michael Foale ve Rus kozmonot Aleksander Kaleri, ISS'de bulunan Amerikalı Ed Lu ve Rus Yuri Malençenko ile nöbet değişimi yapacak.
Mürettebattaki üçüncü kişi olan Avrupa Uzay Ajansı'ndan İspanyol astronot Pedro Duque ise ISS'de 8 gün kaldıktan sonra görevi devredecek ekiple birlikle 27 Ekim'de Dünya'ya dönecek.
Lu ve Malençenko, 6 aydır ISS'de görev yapıyordu. Foale ve Kaleri, istasyonda görev yapacak 8'inci astronot ve kozmonot ekibi olacak.
Astronomlar günümüzden 66 yıl önce tespit edilen, ancak sonra kaybolan bir asteroidin yerini belirlediler. Hermes adlı göktaşı keşfedildiği 1937 yılında, Ay ile Dünya arasına girmiş ve Dünya’ya çarpma tehlikesi yaratacak derecede yaklaşmıştı. Bu tespitten 5 gün sonra Güneş ışınlarının parlaklığı nedeniyle gözlem dışı kalmıştı. Hermes daha sonra bir daha görülmedi. Astronomlar Hermes’i uzay fotoğrafında küçük karanlık bir nokta şeklinde yeniden tespit etmeyi başardılar; yörünge hesapları yapıldı ve karanlık noktanın Hermes olduğuna karar verildi.
66 YILDIR GÖRÜLMEDİ
Hermes ilk olarak Heidelbergli Karl Reinmuth tarafından 28 Ekim 1937’de keşfedilmişti. 5 gün boyunca gözlemledikten sonra, Hermes’in izini kaybettirmişti. Reinmuth asteroidin Dünya’nın 800.000 kilometre yakınından geçtiğini hesaplamıştı.
Arizona’daki Lowell Laboratuvarı’ndan Brian Skiff 15 Ekim’de Hermes olduğunudan şüphe ettiği bir göktaşını not düştü. Dünya etrafında bir çok göktaşının bulunduğunu bilen Skiff, göktaşının aşırı derece parlak olmasında şüphelenerek, Cambridge’teki Minor Planet Center’dan Timothy Spahr’ı arayarak sözkonusu noktanın koordinatlarını verdi. Kendi teleskoplarıyla gözlem yapan merkez, noktanın Hermes olduğuna kara verdi ve böylece Skiff’in gözlemi teyit edildi.
Astronomlar Hermes’in çapının 1 ila 2 kilometre arasında olduğunu tahmin ediyorlar.
Çin'in ilk uzay seferinde Dünya yörüngesini 14 kez dolaşan "taikonot", Çin Seddi'nin uzaydan görülebildiğine ilişkin efsaneyi sona erdirdi. Yarbay Yang Liwei, yıllardır "uzaydan görülebilen tek insan yapısı" olarak bilinen 2400 kilometrelik Çin Seddi'ni uzaydan göremediğini söyledi. Dünyaya dönüşünün ardından uzay kapsülünden çıktıktan hemen sonra gazetecilerin karşına geçen taikonot Wliwei, bir televizyon muhabirinin "Uzaydan Çin Seddi'ni görebildiğiniz doğru mu?" sorusuyla karşılaştı. Taikonot'un cevabı "Hmm, hayır" oldu.
Bu iki kelimeyle, dünyanın en uzun duvarının uzaydan görülebildiği efsanesi yalanlanmış oldu.
NASA yetkilileri bu cevabın sürpriz olmadığı değerlendirmesini yaparak, yıllardır astronotların uzaydan gördükleri şeylerin bulutların beyazlığı, okyanusların maviliği, çöllerin sarı rengi ve biraz yeşil alan olduğunu belirtiyor.
Hindistan, bu sabah uzaya bilimsel amaçlı kullanmak üzere bir uydu yolladı. 1360 kilo ağırlığındaki gözlem uydusunu taşıyan füze, Hindistan'ın güneydoğusundaki Sriharikota'da bulunan uzay üssünden fırlatıldı. Yetkililer, Resourcesat-1 adını verdikleri uydunun, Dünya yörüngesinden daha çok tarım alanlarını ve yerleşim hareketlerinin çevre üzerindeki etkisini izleyeceğini belirtti.
Avustralyalı ve Amerikalı iki işadamının satışa sunduğu Dünya'nın uydusu Ay'daki arsaları alanların sayısı 2 milyona çıktı. "Lunar Reality" şirketi aracılığıyla yarından itibaren Avustralya'da da satışa sunulacak Ay'daki parsellerin ücretlerinin yarım hektar için 34 ve 4 hektar için 174 euro olduğu belirtildi. Avustralyalı işadamı Paul Jackson, Ay'daki arsaları ülkesinde satma hakkını, bu uydu üzerindeki mülkiyet hakkını 23 yıl önce alan Amerikalı meslektaşı Dennis Hope'dan aldığını kaydetti.
Hope, Ay arsalarını 1980 yılından bu yana 180 ülkeden 2 milyon kişiye sattı.
Ay ve gezegenler üzerindeki mülkiyet hakkını, ABD hükümetine başvurarak üzerine kaydettirdiğini iddia eden Hope, 1967 yılında BM tarafından imzalanan uzay sözleşmesindeki bir boşluk sayesinde bu tür bir hak iddiasında bulunabildiğini öne sürüyor.
BM'nin imzaladığı sözleşmede, devletlerin Ay'da toprak sahibi olamayacağı belirtilirken, özel kişiler konusunda herhangi bir ifade bulunmuyor.
Rusya ve Fransa Rus Soyuz roketlerinin, Fransız Guaynası’ndaki Kourou Uzay Üssü’nden fırlatılmasını öngören anlaşmayı imzaladılar. Rusya Baykonur Üssü yerine, Güney Amerika’nın kuzeydoğu kıyısındaki eski Fransız sömürgesinde bulunan Kourou Üssü’nü seçmesinin nedeni olarak Kourou’nun ekcatora yakınlığı ve bu yakınlık sonucu yakıt masraflarını kısılması olarak açıkladı.
Uzaya gönderilen, uzay araçları yörüngelerine ekvator etrafında diziliyorlar. Bu durumda, araçların ekvatora yakın bölgelerden fırlatılmaları, mesafeyi kısaltarak masrafları da düşürüyor.
Anlaşmaya göre, Rusya ve Fransa aynı rampayı ve teknik ekipmanı kullanacaklar. Fransız Başbakanı Jean-Pierre Raffarin, Rus Başbakanı Mikhail Kasyanov ile yaptığı görüşmeden sonra Fransa’nın 600 milyon dolarlık projenin yarısı karşılayacağını açıkladı.
Rusya, komünist rejimin devrildiği 1991 yılından bu yana uzay araştırmaları bütçesinde kısıtlamaya gitmişti.
Yörüngeleri gereği Güneş’in aynı tarafında ‘dizilen’ Dünya'ya en yakın beş gezegen, on gün boyunca gökyüzünde çıplak gözle görülebilecek. Yaklaşık 30 yılda bir meydana gelen gök olayı sayesinde, Güneş Sistemi'nde Dünya'ya en yakın beş gezegen Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn'ü her gece Ay ile birlikte nisan ayı başına dek gözlemlemek mümkün olacak.
ABD'nin California eyaletindeki Pasadena Uzay Merkezi'nden gökbilimci Myles Standish, çok nadir rastlanan bir gök olayının yaşanacağını belirterek, yörüngeleri "kesiştiği" için beş gezegenin Güneş’in aynı tarafında sıralanacaklarını ve böylece gökyüzünde geceleyin harika bir görüntü oluşturacaklarını kaydetti.
Standish, 2036'dan önce bir daha bu tür bir manzaraya rastlamanın mümkün olmayacağını da söyledi.
Bilim adamları, bu gezegenleri çıplak gözle görebilmek için günbatımı sonrası gözlem yapılması ve havanın açık olması gerektiğini kaydediyorlar. Özellikle Merkür'ü görmenin zor olduğunu ifade eden bilim adamları, her ne kadar gezegenlerin gökyüzünde dizildikleri söylense de dağınık halde olacakları uyarısında bulunuyorlar.
SSCB ve ABD'den sonra kendi olanaklarıyla uzaya insan göndermeyi başaran üçüncü ülke olan Çin, Ay'a ''yakın plan'' uydu gönderme işlemini hızlandırdı. Çin’in bir yıl erkene aldığı proje adını bir ölümsüzlük efsanesinden alıyor. Resmi Yeni Çin haber ajansının haberine göre, Pekin hükümeti, Ay'a ulaşmanın 2007'de değil, bir yıl daha erken, 2006'da gerçekleştirilmesini kararlaştırdı. Çin geçen yıl 15 Ekim'de, kendi olanaklarıyla imal ettiği Şıncou 5 isimli ilk insanlı uzay aracını yörüngeye göndermişti. Tek taykonotlu araç, Dünya çevresinde 21 saat boyunca 14 tur döndükten sonra 16 Ekim'de paraşütle karaya inmişti.
Çin'in geçen yıla kadar genelde gizli tuttuğu ''uzay aşkı'', artık düzenli olarak kamuoyuna duyuruluyor. Ay'ın yakın plan üç boyutlu fotoğraflarını çekecek olan uydu, Çin mitolojisinde yaşayan ve Ay'a giden tanrıça ''Çange''nin adını taşıyacak. Masala göre Çange, kocasından çaldığı ölümsüzlük iksiriyle Ay'a gitmiş.
2 ton 350 kg ağırlığındaki Çange uydusu, Ay için ek 130 kg'lık cihazlar da taşıyacak. Proje, Dongfanghong 3 uydu teknolojisi temelinde gelişiyor. Çange, insanlı Şıncou ve Amerikalılara ait olanlar dahil, çok sayıda telekomünikasyon uydusunu yörüngeye taşıyan Uzun Yürüyüş III A roketiyle göreve gönderilecek.
UZAY İSTASYONU DA GÜNDEMDE
Çin, 2010'a dek Ay'a insansız araç indirmeyi, 2020'ye kadar da Ay'da insanlı araştırma ve örnek toplama planlanıyor. Şinhua, Ay programının ilk bölümünün 1 milyar 400 milyon yüen (230trilyon TL) maliyetinde olduğunu açıkladı.
Çin, insanlı ikinci uzay aracını da Dünya yörüngesine muhtemelen iki veya üç taykonotla gelecek yıl gönderecek.
Pekin hükümeti, Rus Uzay Kurumu, Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi, Avrupa Uzay Kurumu, Japonya ve Brezilya'nın katkıda bulunduğu, Dünya yörüngesinde 380 km irtifada yapımı süren Uluslararası Uzay İstasyonu gibi hizmet verecek daimi yörünge istasyonu da kurmak istiyor.
Bilim adamlarının radyo sinyalleri aracılığıyla, dünya dışındaki zeki yaşam formlarını bulmaya yönelik en kapsamlı araştırması, herhangi bir canlı izine rastlanamadan sonuçlandı. Phoenix olarak adlandırılan proje kapsamında, Puerto Rico’daki Arecibo radyo teleskobu on yıl boyunca dünya etrafındaki 800 yıldızı dinlemeye aldı. Ancak gökbilimciler milyarlarca farklı frekansta, yüksek duyarlılıkla yaptıkları gözlemlerde zeki yaşam formlarının varlığını kanıtlayacak bir radyo sinyaline rastlayamadı.
Radyo sinyalleri çok uzak mesafeler kat edebildiği için uzaylıları bulabilmenin en iyi yolu olarak nitelendiriliyor. Bu yöntemin kullanıldığı en kapsamlı araştırma olan Phoenix Projesi çerçevesinde son olarak, Dünya’dan 88 ışık yılı uzaklıkta bulunan “HD 169882” adlı yıldız incelemeye alındı. Ancak bu yıldızdan da uzaylıların varlığını destekleyecek bir sinyal gelmedi.
Uzmanlara göre, eğer uzayda zeki yaşam formları varsa, bu durumun iki neden var: Ya uzaylılar sinyal göndermeye sıcak bakmıyor ya da bunu insanların tespit edemediği bir şekilde yapıyorlar.
DÜNYANIN ÇEVRESİ SAKİN
Phoenix Projesi yöneticisi Peter Backus, on yıl boyunca yaptıkları çalışmalarda aradıkları kanıtı bulamamış olsalar da çok şey öğrendiklerini ve seneye çok daha kapsamlı bir projeyi hayata geçirecekleri söyledi. Backus, on yıllık çalışmalarının sonucunu da şu sözlerle değerlendirdi: “Dünyanın etrafı sakin.”
Çin’nin yarı resmi gazetelerinden Pekin Gençlik, Ay’a gidecek Çin uzay aracının 2012’de uzaya gönderileceğini duyurdu. Çin uzay çalışmalarını yürüten üst düzey yetkililerden biri olan Ouyang Ziyuan, uzay aracının Ay’da kurulacak uzay üssü ile ilgili olarak veri toplayacağını açıkladı.
Uzay aracı kamera, teleskoplar ve sismolojik cihazlar yardımıyla Ay yüzeyinde üs kurmaya uygun bölgeleri araştıracak. Çin halk kültüründe Ay’a uçan masal kahramanı Chang’e yaratığından esinlenilerek Chang’e adı verilen uzay programı üç bölümden oluşuyor. ÇİNLİ TAYKONOT AY’A İNECEK
Birinci aşamada, tamamı Çin teknolojisiyle üretilen 2 tonluk uzay aracı 2007’de Ay’a fırlatılacak ve uydunun etrafında 12 ay boyunca keşif uçuşları yapacak. Ay yüzeyinin üç boyutlu görüntülerini çekecek olan araç, yüzey hakkında bilgi toplayacak. Resmi haber ajansı bu projenin maliyetini 170 milyon dolar olarak bildirdi.
İkinci aşamada 2010 ile 2020 yılları arasında Ay’a insansız uzay araçları inecekler. Bu araçlar yüzeyden toprak numuneleri toplayacaklar. Çin, yine bu zaman zarfında Ay’a taykonotlu bir uzay aracı gönderecek. Üçüncü aşamada ise uzayda daimi bir uzay istasyonunun kurulması bulunuyor.
Ekim 2003’te uzay ilk Çinli taykonotu gönderen Çin, bir zamanla son derece gizlilikle yürüttüğü uzay araştırmaları ile bilgileri artık resmi haber ajansları vasıtasıyla dünyaya duyurmaktan çekinmiyor.
NASA Mars'ta bir zamanlar tuzlu deniz bulunduğunu saptadı. Bilim adamlarına göre bu durum bir zamanlar gezegende yaşama olanak vermiş olabilir. Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi yetkilisi Steve Squyres, Mars'ta bulunan Opportunity (Fırsat) adlı robotun, bir zamanlar gezegen üzerinde tuzlu sudan oluşan deniz bulunduğunu kanıtladığını söyledi. Squyres, robottan gelen verilerin, denizde kayaçlar oluştuğunu, bunun da hayatın gelişmesine fırsat vermiş olması gerektiğini gösterdiğini kaydetti. NASA uzmanı, "Tahminimize göre, Opportunity'nin bulunduğu bölge, bir vakitler tuzlu denizdi. O zamanki ortamın yaşamın gelişmesine elverişli olduğunu görüyoruz" dedi.
Ne zaman yok olduğu bilinmiyor
Robotun incelediği bazı kayaçların tuzlu su çökeltilerinden kaynaklandığını belirten uzman, boyutlarını bilemedikleri denizin ne zaman oluşup yok olduğunu da bilemediklerini anlattı. NASA yetkilisi Ed Weiler de "Bu sonuçlar, Merih'teki iddialı keşif programını daha da geliştirmek için bizi kışkırtıyor. Bir zamanlar Merih'te mikropların yaşayıp yaşamadığını öğrenmek istiyoruz.Şunu da öğrenmeye can atıyoruz: orada yaşayabilir miyiz?" dedi. NASA'nın elde ettiği sonuçların, bu akşam açıklanmadan önce bağımsız uzmanlarca doğrulandığı kaydedildi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder