19 Kasım 2017 Pazar

Bezelye

Bezelye dünya genelinde fasulyeden sonra en fazla üretilen ve baklagiller içinde en yüksek verim alınan bitkidir. Kuru bezelyenin en fazla ekim alanı ve üretimi gelişmiş ülkelerde olup, halen artmaktadır. Avrupa birliği ülkelerinde ekimi, soya proteinine bağımlılığı azaltmak amacıyla, Birlikçe desteklenmektedir. Ülkemizde ise tam tersi bir durum izlenmekte. bezelye  ekim alanı ve üretimi sürekli azalış göstermektedir. Ülke genelinde 1600 hektar olan ekim alanında. 3900 ton ürün ve hektara 2438 kg verim alınmaktadır.

Baklagil bitkilerinin ekim nöbeti sistemlerine alınmasının en önemli nedeni olan biyolojik yolla azot fiksasyonlarından azami ölçüde faydalanmak ve bu bitkilerden ekonomik ürün albilmek için bitkilerin kök bölgesinde etkin Rhjzobium bakterilerinin bulunması gereklidir. Anadolu bezelyenin orijin merkezi içine girmekte ve orijin merkezlerinde, baklagillerde etkili Rhizobium bakterileri doğal olarak bulunmaktadır. Bununla birlikte ıslah edilen çeşitlerin orijin merkezlerine introdüksiyonlarında bitkilerde nodulasyon oluştuğu fakat, etkin olmayan simbiyoz  gerçekleştiği gözlenmiştir. Nitekim Anadolu topraklarında gerek bezelye ve gerek diğer Baklagil bitkilerinde, bu durum saptanmıştır. Denemenin yapıldığı bölgeyi içine alan bir çalışmada. Ortadoğu topraklarının çok farklı etkinliğe sahip bakteri hatları içerdiği. bu hatların çoğunun etkinliğinin. ıslah edilmiş bezelye çeşitlerinde. düşük olduğu belirtilmektedir .

Bezelye her zaman bakteri aşılamasına veya azot gübrelemesine tepki göstermemekte, bu nedenle bezelyede etkili Rhizobium bakterilerinin yeterli ve etkin olduğuna inanılmaktadır. Nodulasyonu iyi oluşmuş, kışlık ekilen bezelyenin, ihtiyacI olan azotun, % 70-80’ini biyolojik yolla atmosferden sağladığı ve bağlanan azotun 33-238 kg/ha arasında değiştiği belirtilmektedir.

Bağlanan azot miktarının bu kadar geniş sınırlar içinde değişmesi, çevre faktörleri, kültürel uygulamalar yanında genetik yapı olarak uyumlu baklagil Rhizobium kombinasyonuna da bağlıdır.

Bu çalışmada, Hatay koşullarında bezelyede etkili yerel Rhizobium leguminosarum bakterilerinin durumunun belirlenmesi amaçlanmış ve Marmara çeşidi kullanılarak yerel bakterilerin etkinliği, uzun yıllar baklagil ekilmemiş ve zaman zaman baklagil ekilmiş alanlarda, inokulasyonla verilen bakteriler ve yüksek azot dozları ve fosfor gübresi ile kıyaslanarak araştırılmıştır.

Materyal ve Metot

Hatay koşullarında bezelyede etkili yerel Rhizobium bakterileri ve aşI ile verilmiş bakterilerin bezelyede nodulasyon ve verimine etkisinin araştırıldığı denemeler, Mustafa Kemal üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Soğuksu deneme alanı ve Serinyolda çiftçi tarlasında 1995-1996, 1996-1997 yetiştirme yıllarında yürütülmüştür. Soğuksu deneme alanı toprağı tınlı yapıda, pH 7.2, organik madde % 2.29, N % 0.114, fosfor 1.6 kg/da, potasyum 253 ppm; Serinyol deneme alanı toprağının tekstürü tınlı, pH 7.1, organik madde % 1.43, N % 0.150, fosfor 2.8 kg/da, potasyum 257 ppm olarak bulunmuştur.

Denemelerin yapıldığı Soğuksu lokasyonunda daha önce baklagil bitkisi yetiştirilmemiş, Serinyol çiftçi tarlasında zaman zaman bezelye de dahil diğer baklagil bitkileri yetiştirilmiş ancak, bezelyeden önce her iki lokasyonda da buğday bitkisi yetiştirilmiştir.

Denemelerin yürütüldüğü süre içerisinde gerçekleşen aylık ortalama sıcaklık ve yağış dağılımı Şekil 1’de verilmiştir. İklim verilerindeki en belirgin farklılık yağış miktarı ve dağılımında gerçekleşmiş, 1996-97 yılında bir önceki yıla göre toplam 242 mm, bitkinin çiçeklenme devresi olan Nisan ayında yaklaşık 100 mm daha fazla yağış gerçekleşmiştir.

Çalışmada kullanılan Marmara çeşidi, tescil ettiren kuruluş Sakarya Tarımsal Araştırma Enstitüsünden, bakteri materyali Toprak Gübre Araştırma Enstitüsünden sağlanmıştır. Denemelerde, a) azot (N), b) fosfor (P), c) azot+fosfor (N+P), d) aşılama (I), e) g.bresiz ve aşılamasız kontrol (K) uygulamaları, tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekrarlamalı olarak düzenlenmiştir. Azot uygulanan parsellere 5 kg/da N gelecek şekilde .re, fosfor uygulanan parsellere yine 5 kg/da fosfor hesabıyla Triple Süper Fosfat gübreleri ekimden önce parsellere serpme olarak verilmiş ve toprağa karıştırılmıştır. Azot uygulanan parsellere, çiçeklenme zamanı 5 kg/da N olacak şekilde üre gübresi sıra yanlarına üst gübre olarak verilmiştir. Bakteri aşılanan tohumlar, bakterilerin tohuma yapışmasını sağlamak amacıyla önce şeker solusyonuyla nemlendirilip, peat inokulant ile aşılanmış ve daha sonra gölgede kurutulmuştur. Aşılanmayan tohumlar aynı oranda şeker solusyonu ile karıştırılmıştır.


Aşılanmış ve aşılanmamış tohumlar, önceden açılmış sıralara, birinci yıl 16 Kasım, ikinci yıl 13 KasIm tarihinde, el ile ekilerek, .zerleri yumuşak toprakla kapatılmıştır.

Ekimler sıra arası açıklık 30 cm, sıra .zeri mesafe 10 cm olacak şekilde 4 m uzunluğundaki 9 sıraya yapılmıştır.

Nodul gözlemleri için çiçeklenme zamanında, her parselin bir kenarındaki ikinci sıradan 5 bitki alınmış ve kökler yıkandıktan sonra, her bitkinin nodulleri sayılıp, ana k.k ve yan k.k .zerinde bulunuş ve nodul rengine göre puanlandıktan sonra, nodul ve bitkiler 60¼CÕde sabit ağırlığa gelene kadar kurutulup tartılmıştır. Ayrıca, bitkilerde azot oranI Kjeldahl yöntemiyle bulunmuştur. Hasat olgunluğunda biyolojik verim ve tohum verimi, nodul ve hasat zamanı gözlemler için örneklerin alındığı sıranın ve kenar tesirlerinin dışında kalan, içteki 3 m uzunluğunda 5 sıradan oluşan 4.5 m2’lik alandan hesaplanmıştır. Bitkiler toprak yüzeyinden kesilip, tartıldıktan sonra, tohumlar el ile ayrılmıştır. Tohumlarda azot oranı Kjeldahl yöntemiyle bulunmuştur. Varyans analizi önce yıllar ve lokasyonlar birleştirilerek yapılmış, çalışmada genel olarak uygulama ve lokasyon etkisi ile biyolojik verim ve tohum veriminde yıl etkisi de önemli bulunduğu için veriler uygulama, yıl ve lokasyonlarda gösterilmiştir.

Araştırma Bulguları ve Tartışma

.içeklenme d.neminde yapılan nodul gözlemlerine göre, bezelye bitkisi bakteri aşılamasına Soğuksu lokasyonunda her iki deneme yılında, Serin yolda 1996-97 yılında tepki göstermiş (p<0.01) ve aşılama ile bitkide nodul sayısı artmış, diğer uygulamalar istatistiki olarak benzer bulunmuş ve aynı grup içinde yer almıştır (Tablo1). Uygulanan g.bre ve aşılama işleminin nodul kuru ağırlığına etkisi ise her iki lokasyon ve yılda istatistiki olarak .nemli bulunmuştur (p<0.01). 


Bakteri aşılama uygulaması nodul sayısında olduğu gibi nodul kuru ağırlığını da artırmış, diğer uygulamalarda ise nodul kuru ağırlığı istatistiki olarak benzer bulunmuş, yüksek azot dozları nodul sayısı ve kuru ağırlığını istatistiki fark olacak şekilde azaltmamıştır (Tablo 1). Nodul sayısı ve kuru ağırlığının aşılama uygulamasında artması yerel bakteri populasyonunun sayıca yetersiz , azot ve diğer uygulamalarda benzer bulunması nodul oluşumunun yüksek azot dozlarından etkilenmediğini göstermektedir. Laboratuarda aseptik koşullarda, fosfor uygulamasının nodul sayısı ve ağırlığını artırdığı belirtilmekle birlikte, bu çalışmada fosfora tepki saptanmamıştır.

Yapılan nodul puanlaması (12), her iki yıl ve lokasyonda istatistiki olarak uygulamalar arasında farklı ve önemli bulunmuştur (p<0.01). Aşılama uygulaması her iki yılda da en yüksek puan alırken, genel olarak azot bulunan uygulamalarda düşük, fosfor ve kontrol uygulamasında orta düzeyde puan almıştır (Tablo 1). Azot uygulamalarında nodullerin daha çok yan kökler .zerinde, k.ç.k ve pembe renkli nodul oranının daha az olduğu gözlenmiştir.

Bitkide nodul sayısı ve ağırlığı ile nodul puanlaması yıllar arasında fark göstermezken, lokasyonlarda istatistiki olarak birbirinden farklı bulunmuş, belirtilen üç özellikte Serinyol lokasyonunda daha yüksek gerçekleşmiştir. Bu bulgular baklagillerin ekim nöbetine alındığı sistemlerde bakterilerin devamlılığının sağlandığını göstermektedir.

Çiçeklenme döneminde bitki kuru ağırlığı yönünden uygulamalar arasındaki farklılık 1995-96 yılında Soğuksu lokasyonunda .nemli bulunmuş, diğer yıl ve lokasyonlarda uygulamaların bitki kuru ağırlığına olan etkisi önemli bulunmamıştır. 1995-96 yılında Soğuksuda azot+fosfor uygulaması en yüksek bitki kuru ağırlığını oluşturmuş, diğer yıl ve lokasyonda .nemli olmamakla birlikte, LSD testine g.re azot+fosfor veya sadece azot uygulamasında bitki kuru ağırlığı daha yüksek olmuştur (Tablo 1). Çiçeklenme dönemi nodulasyon ve azot bağlama oranının maksimum olduğu devre olmakla birlikte , bu dönemde bitkilerin kuru ağırlık yönünden değişmediği önceki çalışmalarda da saptanmıştır . Soğuksuda 1995-96 yılında önemli, diğer yıl ve lokasyonlarda F-testine göre önemsiz olmakla beraber LSD testine göre azot+fosfor uygulamasında, bitki kuru ağırlığının diğer uygulamalardan daha yüksek olması, yüksek azot dozuna ilave olarak, yüksek fosfor dozlarının gerekli olduğu görüşünü destekler niteliktedir.

Hasat zamanı saptanan biyolojik verime yıl, lokasyon ve uygulamaların etkisi .nemli bulunmuştur (p<0.01). Denemelerin ikinci yılında, bitkilerin çiçeklenme zamanı olan Nisan ayında gerçekleşen fazla yağış (Şekil 1) biyolojik verimi düşürmüştür. Her iki yılda da Serinyol lokasyonunda biyolojik verim Soğuksu lokasyonuna göre yüksek bulunmuştur. Genel olarak azot gübresinin yer aldığı uygulamalarda biyolojik verim daha yüksek gerçekleşmiştir. En yüksek biyolojik verim azot+fosfor uygulamasından alınırken, aşılama uygulaması sadece azot verilmiş uygulama kadar ve aşılama yapılmayan uygulamalardan daha fazla biyolojik verim oluşturmuştur (Tablo 2). G.bre veya aşılama uygulamaları bitki boyu .zerine .nemli etkide bulunmamıştır.

Tohum verimine uygulamaların etkisi, her iki yıl ve lokasyonda istatistiki olarak önemli bulunmuştur (p<0.01). Her iki yılda da en yüksek tohum verimi azot+fosfor uygulamasında gerçekleşmiş, birinci yıl sadece azot ve aşılama uygulamaları azot+fosfor uygulaması sonuçları ile istatistiki olarak benzer bulunmuştur (Tablo 2). İkinci yıl aşılama uygulaması azot+fosfor uygulamasından d.ş.k olmakla birlikte, sadece azot uygulaması ile istatistiki olarak benzer tohum verimi üretmiştir.

Tohum verimine lokasyon ve yılların etkisi önemli bulunmuştur (p<0.01). Tohum verimi fazla yağıştan dolayI ikinci yılda birinci yıla oranla d.ş.k gerçekleşmiş, her iki yılda da Serin yoldaki verim Soğuksu lokasyonundaki verimden daha yüksek bulunmuştur. Çiçeklenme döneminde saptanan bitkide azot oranı genel olarak azot uygulamaları ve aşılama yapılmasıyla artış göstermiş (Tablo 2) fakat, uygulamaların etkisi sadece 1995-96 yılında Soğuksu lokasyonunda önemli olmuş (p<0.05) diğer yıl ve lokasyonda önemli bulunmamıştır. Hasat olgunluğu zamanı tohumda belirlenen azot oranlarına ise uygulamaların etkisi her iki lokasyon ve yılda önemsiz olmuştur. Aşılama ve azotlu gübreleme istatistiki fark olacak şekilde tohumda azot oranını artırıcı etkide bulunmamıştır. Bezelye ve diğer baklagillerde azot veya aşılamanın verimi artırmasına rağmen azot oranını değiştirmediği bundan önceki çalışmalarda da gözlenmiştir. Her ne kadar azot oranı değişmiyor görülse de, azot gübrelemesi ve aşılama sonucu biyolojik verim ve tohum veriminin artmasından dolayı, birim alandan kaldırılan azot miktarI artmaktadır.

Rhizobium Aşılaması ve Gübrelemenin Bezelyenin (Pisum sativum L.) Nodulasyonu ve Verimine Etkisi


Nodulasyon ve verim değerleri dikkate alındığında, denenen bezelye çeşidinin azot uygulaması ve aşılamaya tepki göstermesi, bölge topraklarında her ne kadar Rhizobium leguminasarum bakterisi bulunsa da, bunların azot bağlama etkinliğinin, Marmara çeşidinde, düşük olduğunu göstermektedir. Nitekim, Ortadoğu topraklarında var olan Rhizobium leguminosarum bakterilerinin etkinliğinin, yerel bezelye çeşitlerinde yüksek olmakla birlikte, Islah edilmiş çeşitlerde etkinliklerinin düşük olduğu bundan önceki çalışmalarda da belirtilmiştir. Bezelyenin bakteri aşılamasına her lokasyonda olmasa da tepki gösterdiği çalışmalar bulunmaktadır. Serinyol çiftçi tarlasında gerek nodulasyon ve gerekse verim değerlerinin, Soğuksudan daha yüksek olması, ekim n.betinde baklagil bitkisinin olmasının bakteri populasyonunu artırdığı veya devamlılığını sağladığı, uzun süre baklagil bitkisinin ekilmediği durumda, her ne kadar bakterilerin toprakta bulunsa da, sayısının azaldığını göstermektedir. Efektif nodulasyon ve azot fiksasyonu bakteri sayısına da bağlıdır. Nodulasyon ve verim bulguları, aşılama ile bezelyenin nodulasyonunun ve sonuçta azot gübrelemesine gerek kalmadan veriminin arttırılabileceğini göstermektedir. Yüksek azot dozlarına olan tepki yerel Rhizobium bakterilerinin etkinliğinin düşük olduğunu göstermektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder