12 Aralık 2017 Salı

Ilgın Kaplıcaları

Ilgın ilçesi İç Anadolu bölgesinin güney batısı bölümünde yer alan  Konya iline bağlı  şirin bir ilçedir. İlçe merkezi Konya’dan 87 km kuzey batıda  geniş bir ova üzerine     kurulmuştur. İlçe hudutları 37 derece 17 dakika enlem( kuzey parelelleri) 31 derece   55 dakika boylam(Meridyenleri)arasanda 1029 rakımlı şirin bir ilçedir. İlçemizin doğusunda Kadınhanı batısında Akşehir, Doğanhisar,Tuzlukçu, Kuzeyinde   Yunak,güneyinde Derbent,Beyşehir,Hüyük ilçeleri yer almaktadır.

İlçenin jeolojik yapısını kalker tabakalar  dağlık bölgelerde linyit damarları oluşturmaktadır. Ayrıca ilçemizde bulunan sıcak su kaynağı da jeolojik açıdan ayrı bir önem taşımaktadır.    Arazi 1 bölge deprem kuşağı üzerinde oturmaktadır. İki fay hattı mevcuttur.1fay hattı Çiğil bölgesinden gelip kaplıca dağı eteklerinden güneye doğru Çavuşcugöl kasabasına doğru uzanmaktadır. İkinci fay hattının Sivri ve Tekne dağlarının eteklerini takip ederek yine Çavuşcugöl kasabası ve Haremi linyit işletmelerine uzanmakta dır. Deprem litaratüründe ilçemizde büyük çapta depremin 1943 yılında olduğu göze çarpmaktadır.

ILGIN KAPLICALARI

İlçe merkezinin 2.5 km batısında halk dilinde hamam dağı eteklerindedir.tarihi kaplıcayı Vakıflar genel Müdürlüğünden kiralayan Ilgın belediyesi işletmektedir.  Yeri ve bugünkü  durumu : İlçe merkezinin 2.5 km batısında Ilgın- Akşehir asfaltı üzerindedir.İki ayrı dönemde yapılan kaplıcanın  ilk defa 1236 miladi yılında  1 .  Alaedddin Keykubat döneminde  ikinci Defa ise 2.Gıyaseddin   Keyhüsrev  zamanında  Sahip Ata Fahrettin Ali tarafından  miladi 1267 yılında  yaptırıldığı  anlaşılmakladır. 

Mimari Özellikleri: 16x20 metre ölçüsünde olan kaplıca yaklaşık doğu- batı istikametinde  uzanmış ve birbirine   bitişik iki  hamamdan ibarettir.  Doğu cephesinde kubbeli  erkek ve kadınlara hizmet veren  kuzey-güney yönünde uzanan 1968 tarihinde  Ilgın Belediyesi tarafından yapılan ve işletilen  3. bir kaplıca binası bulunmaktadır.    Kaplıcanın kadınlar kısmına  kuzeyden yanları iki duvarla kapalı bir revakla  girilir.üç sivri kemerle revak’ın üstü  ortadaki daha büyük  yanlardaki oval üç kubbe ile  örtülüdür.Kubbeler,önde iki serbest ayağa arkada duvarlar bitiştirilmiş taş ayaklarla  , yanlarda duvar ile birbirine bağlı esas ve tali kemerler vasıtası ile desteklenmektedir.  Revak cephesi, ayak ,kemer ve kubbeleri  sıvalıdır.Cümle kapısı 40 cm eninde profilli bir çerçeve ile  süslenmiştir.Bir boşluktan sonra üzeri büyük kubbe ile örtülü olan soyunma mahalline girilir,kubbenin ağırlıkları köşelerde üçgenler yardımı ile duvarlara aktarılmakta ve eteğinde profilli süslemeler mevcuttur.Buranın aydınlatılması  cümle kapısının üzerindeki pencere  kubbe merkezindeki aydınlık deliği ile sağlanmaktadır.   Soyunma mahallinden bir kapı ile 8,30x8,45 m ölçüsünde sıcaklık havuzlarına girilir,buranın özellikleri de dış kısımdaki özelliklerin aynısıdır, aydınlatılması güneye açılan bir alt pencere  ve kubbe  merkezindeki yuvarlak ışıklık ile sağlanmıştır. Kadınlar kısmının doğusuna  bitişik kaplıcanın ikinci kısmı erkekler bölümüdür,kadınlar kısmının mimari özelliklerini  taşımasına rağmen havuzlu kısmın aydınlatılması kubbede  8 adet ışık gözleriyle sağlanmaktadır.

Malzeme ve teknik özellikler :Kaplıcanın iç ve dış kısımlarının sıvalı olması bakımından,yapımında kullanılan  malzemenin  özelliklerini öğrenmede zorlanıyoruz, ancak kaplıcanın ve yörenin yapısal özelliklerine baktığımızda kesme taşlarla ve moloz taşlarla yapıldığını görmekteyiz,ayrıca revak’ın üzerini örten kubbelerin yapımında  tuğla kullanılmıştır.Kaplıcanın iç döşemeleri ise mermerdendir.

İnşa Tarihi :Evliya Çelebi Ilgın isminin şehrin batısında Selçuklu ve beylikler döneminde             ( Ab-ı  Germ ) diye bilinen ılıcadan  geldiğini bildirmektedir.   Katip Çelebi  Cihannuma  adlı eserinde Selçuklu sultanı Alaeddin Keykubat  tarafından kaplıcanın  kagir kubbe  ve içindeki havuza iki mevziden  aslan ağızlı lülelerden su akan  hamam bina ettirdiğini söylemektedir.Hammer’in eserine göre Sultan Murat  1638 de  Bağdat’ a giderken  kaplıca önünde Otağını kurduğu  ve burada bir saray inşa ettirdiği belirtilmektedir.Yapılan kazılarda ve burada ortaya çıkarılan ardıç kazıklı temellerin 2. Murat’ın yaptırdığı saray temelleri olduğu ileri sürülmektedir. Böylece kaplıca geçmişi ile günümüze kadar bazı değişikliklere uğradığını göstermektedir.Özellikle bunlardan kadınlar kısmındaki soğuk su havuzunun yenilendiği ve  kubbe altındaki soyunma yerlerinin değiştirildiği ayrıca sıcak su bölümünde bulunan havuzunda yenilendiği anlaşılmaktadır.

Kitabeleri: Gerek   Süheyl Ünver ‘in gerekse Katip Çelebinin  Cihanuma  adlı eserinde  belirtilen ve kaplıcanın  Alaeddin Keykubat  dönemine ait ilk kitabe bu gün mevcut değildir.kaybolduğu ileri sürülen ve daha sonra Gaffar Toysalgır   tarafından bulunan  kitabenin tercümesi şöyledir:

“Buraya gelenlere ve su alanlara !   Bu temiz şifa yeri şahlar şahı  büyük sultan,milletlerin (Efendisi)hükümdarı Arap,Acem,sultanlarının efendisi Dünya da Allah’ın gölgesi dünya ve dinin yücelticisi (ışığı) Ebul   Feth  Keykubad  bin  Kılıçarslan  mü’minlerin emrinin delili Allah onun devletini ebedi ve iktidarını güçlü kılsın  sultan iktidarı günlerinde 1236  senesinde  Allah’ın güçsüz kulu Tanrı rahmetine muhtaç  Cemaleddin yaptı  Ab-ı Germ 1236 tarihli ve arapça ile işlenmiş bu kitabeye göre  kaplıcanın  1. Alaeddin Keykubat  tarafından  yaptırıldığı anlaşılıyor.2.kitabe :Kaplıcanın kadınlar kısmı cümle kapısı üzerinde bulunan iki taraflı 0,75 x 100   metre ölçüsünde ve mermer üzerine işlenmiş   Sahip Ata Hüseyin oğlu  Ali’ye ait kitabenin   tercümesi :  “ Bu temiz yüce ılıca inşasını  sultan Gıyasettin  Ebul  Feth  Keyhüsrev Bin Kılıçarslan’ın  zamanı devletinde veziri azam  hayrat ve hasenat babası  aleme   mahzı selah olan  Hüseyin oğlu   666  senesinde emretti.Allah bu gibi  işlerini kabul buyursun“

Buradan da  kaplıcanın 1267 yılında Sultan 3. Gıyaseddin Keyhüsrev’in zamanında  Sahip Ata tarafından Yaptırıldığı  ve mimarının da   Kaluyan   olduğu anlaşılmaktadır.   M.ferit –M.Mesut  bu kaplıcanın 1267 yılında 4. Kılıç Arslan oğlu  3. Gıyaseddin Keyhüsrevin  padişahlığında vezir Hüseyin oğlu Ali tarafından yaptırılmıştır. Buna göre iki parça halinde mermer taş üzerine beşer satırlık kitabelerin sağ taraftaki tercümesi şöyledir.

“Mülk Allah’ındır.Büyük sahip hayır ve bereket babası alemin ıslahatçısı  Hüseyin oğlu Ali Allah emellerini kabul etsin  666 hicri”   Sol taraftaki  kitabenin  tercümesi ise  “ Sultana ait   Bu mübarek kaplıcanın inşası  Büyük Sultan  Gıyas-ed- dünya  ve ‘d –din  ebul fetih mü-minlerin emirinin  burhanı  Kılıçarslan’ın oğlu Keyhüsrev  yaptırmıştır. Amele  Keluyan 3.Kitabe : Kadınlar kısmı cümle kapısı arkasında kuzey duvarında bulunan mermere yazılmış olan kitabedir. Bu kitabe  M Ferit ve M.Mesut’a göre erkekler kısmı ilave edildikten sonra önce soyunma mahalline sonra şimdiki yerine kaldırılmıştır.Kitabe sultan Abdülhamit zamanında 1839  yılında Nazmi Sermeda isimli  bir şaair Tarafından yazılmıştır.

Kitabenin Tercümesi:

Kaplıcanın Mimarı: Kaplıca Sahip Ata  Fahreddin  Ali’nin yaptırdığı eserlerden birisidir.Konyalı Hacı Ekber  oğlu Hüseyin’in ve Selçukluların büyük devlet adamlarından birisi olan bu zatın  çok sayıdaki eserlerinde  Keluk bin Abdullah  ve Kaluyanel  Kunevi isimli mimarların adı geçmektedir.Sanatkar Keluyan  Antalya, Ilgın,Akşehir,Sivas ve Konya’da çalıştığı çeşitli kaynaklarda yazılıdır.Özellikle 1267 yıllarında Ilgın’ da bulunduğu İleri sürülmektedir.Bu tarih kaplıcanın kitabesindeki tarihle aynıdır.

A.Süheyl  Ünver  kaplıcanın Selçuklu Devleti Mimarlarından “Kaolyon”  tarafından inşa ettirildiğini bildirmektedir. Osman Özdemir’de  Ilgın kaplıca ve temellerinin  eski asırlarda mevcut olduğunu daha sonra Selçuklu Hükümdarlarından Alaeddin Keykubat’ın şimdiki kadınlar bölümündeki  havuzu  oğlu Keyhüsrev’e emir vererek  tamamlattırdığını söylemektedir.Kaplıcanın geçirdiği tamiratlar : Selçuklu Devletine 22 yıl vezirlik yapan Sahip Ata  oğullarından  Ali  nihayet Moğolların baskısından usandığı için Akşehir’e  bağlı  Nadir köyüne yerleşmiştir. Bu durumu gören  Konya Selçuklu Devleti hükümdarlarının ,Ilgın’ı :kendisine tımar olarak verdiği ve bu kişi tarafından kaplıcanın tamir edildiği  bildirilmektedir.1838 yılında yapılan tamiratlardan sonra 1906 yılında  Milli Eğitim’e devredilen Kaplıca yine tamir edilmiştir.   Ilgın ve çevresinde  1931 yılında bir deprem olduğu bilinmektedir,bu deprem ile zarar gören kaplıca ve bozulan su yolları nedeniyle kaplıcanın tamiri için  4.10.1939 tarihine kadar kapatıldığı  Konya Vakıflar Müdürlüğü kaplıca dosyasından anlaşılmaktadır. 1933 yılında hazırlanan onarım projeleri ile  kadınlar bölümündeki soğuk su havuzu yenilenmiş  ve soyunma yerleri değiştirilmiştir,daha evvel erkekler bölümünde mevcut olan  7 oda  tamamen kaldırılmıştır.    Ayrıca kaplıcanın şu anda mevcut olmayan bir misafir hanesinin olduğu kaynaklardan anlaşılmaktadır.     
    
ILGIN KAPLICALARININ FAYDALARI:

Ilgın’ımız  kaplıcaları şifa kaynağı olarak bilinir.Her yıl otel  ve  moteller  hastalıklarını iyileştirmek isteyen insanlarla  dolup taşar,bastonla gelip yürüyerek giden insanlar  görülmektedir. Suyu   hamam Dağı eteklerinde güneyden kuzeye doğru uzanan  alivyum tabakası ile örtülü bir  kırık üzerindedir,su yöresel olarak söylenen  Hamam Dağının  eteklerinden çıkar.Kadınlar hamamında saniyede 14 litre ,erkekler hamamında ise 35–40 litreyi bulan  su çıkmaktadır.Çıkan bu sular iki kadınlar hamamına  iki erkekler hamamına otel ve motellere dağılmaktadır.Tahlil raporlarına göre, suyun  içeriği şunlardır: Potasyum ,Sodyum,Amonyum,Kalsiyum,Magnezyum,Demir, Alimınyum,Klorür, Nitrat,Sülfat ve hidrokarbonat  gibi kimyasal özellikleri için de taşıyan  şifa kaynağı   kaplıca  suları  berrak, renksiz  ve kokusuzdur. Su bir miktar da  Bromür ve  İyodür  ihtiva ettiğinden Kükürtlü ve Hidrokarbonatlı sular grubunda yer alır. Radyo aktivitesi   19,1 eman  dır.Ayrıca su az miktar da tuz ihtiva etmesi ile dünyanın tanınmış sularına  benzediği bilinmektedir.bu özelliklerinden dolayı şu hastalıklara  şifa verdiği bilinmektedir. Bunlar Göz Hastalıkları, Ekzama,Cüzzam,Felç hastalıkları, bers (Abraş)Hastalıkları, Sinir Hastalıkları, Akciger iltihaplanmaları,   Böbrek ve idrar yolları hastalıkları,Kadın hastalıkları ,her türlü iltihaplanma ve yara iyileşmelerine ,Deri ve Cilt hastalıklarına,Romatizmal  gibi  hastalıklar dır.    Evliya Çelebi Seyahatnamesinde  Selçuklu devleti Sultanlarından Alaeddin Keykubat’ın Romatizma(Nikris-Ayaksızısı ) hastalığına yakalanmasından dolayı  yapılan tavsiye üzerine Ilgın Kaplıcasına geldiğini  kaplıcada Hastalığına  şifa bulduğunu sağlıklı şifa dağıtan su olmasından dolayı  var olan inşaatın üzerine bir kubbe yaptırdığını yazmaktadır.

Aynı kırık(Fay)hattı üzerinde bulunan  Çavuşcugöl ‘ün güney tarafında ve Ilgın’a 10 km kadar uzaklıkta bulunan ve halk tarafından   Açık  Ilıca olarak bilinen  sıcak su  büyük ve küçük ılıca  suyu olarak adlandırılıp sazlıklar arasından Çavuşcu gölüne dökülmektedir.  CHPUT  adındaki Avrupa tarihçisinin yazdığı eserinde  Ilgın kaplıcası ile Açık ılıca  suyunun aynı memba ya tabii  olduğu  ayrıca Çavuşcugöl’ün içindeki ada da  aynı suyun mevcut olduğunu  yazmaktadır.  

TURİZM

Ilgın’ın turistik değeri zengin doğal yapısından,işlek bir ticaret yolu üzerinde bulunmasından kaynaklanmaktadır. Ilgın kaplıcaları,ormanları,göl ve göletleri ile hertürlü turizme açıktır ayrıca eski tarihi değeri olan eserleri ile de yerli ve yabancı turistlerin dikkatini çekmektedir. Bizans,Selçuklu ve Osmanlı döneminden kalan eserlere halkımız tarafından gerektiği kadar ilgi görmemekte, ilgili kuruluşların  tarihi eserlerimizin tanıtımının yapılmasında ve korunmasında gelecek nesillere ışık tutması için gereken ilgiyi göstermeleri gerekmektedir. Ilgın Arkeoloji müzesinin olmaması en büyük eksikliğimizdir.Bu nedenle tarihi yönden  zengin olan ilçemizde bulunan eserler Konya ve Arkeoloji  müzelerinde sergilenmekte olup diğer eserlerimizde belediyemiz ve personeli tarafından kendi imkanlarıyla korunmaya ve şehir içinde açık alanlarda sergilenmeye çalışılmaktadır.

Doğal Güzellikleri ve Mesire Yerleri:İlçemiz doğal güzellikleri ve mesire yerleri yönünden oldukça zengin dir. Ilgın gölü çevresinde jandarma dinlenme parkı ,Kaplıca çay bahçeleri ,ilçe merkezinde bir park,orman içlerinde pek çok dinlenme yerleri vardır.Orman göl ve meralarda yaban domuzu,keklik,tavşan,kurt,tilki,porsuk,bıldırcın,yaban ördeği,yaban kazı,üveyik gibi av hayvanları bulunmaktadır. Kara avcılığı kanunu esaslarına göre av yapılmaktadır. Ayrıca  Mahmuthisar,Beykonak,Ormanözü köylerinde alabalıküretimi mevcuttur.

Halkımız ve çevre ilçelerden gelen  misafirlerin Bulcuk göleti ve ormanı,Balkı boğazı, Çatak Asmalı pınar , Aşağı Çiğil  Taşdelen suyu ve ormanı,Ilgın gölü çevresi, Hamamdağı, Mahmuthisar ve Beykonak yaylaları tatil günlerinde  dinlendikleri mesire yerleridir. Halkımız ve çevre ilçelerden gelen insanların en fazla rağbet ettiği yerlerden biride Ilgın kaplıcalarıdır. Dinlenme tesisleri,şifalı suları ve tarihi özelliği ile büyük ilgi görür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder