Ilgın ilçesi İç Anadolu bölgesinin güney batısı bölümünde yer alan Konya iline bağlı şirin bir ilçedir. İlçe merkezi Konya’dan 87 km kuzey batıda geniş bir ova üzerine kurulmuştur. İlçe hudutları 37 derece 17 dakika enlem( kuzey parelelleri) 31 derece 55 dakika boylam(Meridyenleri)arasanda 1029 rakımlı şirin bir ilçedir. İlçemizin doğusunda Kadınhanı batısında Akşehir, Doğanhisar,Tuzlukçu, Kuzeyinde Yunak,güneyinde Derbent,Beyşehir,Hüyük ilçeleri yer almaktadır.
İlçenin jeolojik yapısını kalker tabakalar dağlık bölgelerde linyit damarları oluşturmaktadır. Ayrıca ilçemizde bulunan sıcak su kaynağı da jeolojik açıdan ayrı bir önem taşımaktadır. Arazi 1 bölge deprem kuşağı üzerinde oturmaktadır. İki fay hattı mevcuttur.1fay hattı Çiğil bölgesinden gelip kaplıca dağı eteklerinden güneye doğru Çavuşcugöl kasabasına doğru uzanmaktadır. İkinci fay hattının Sivri ve Tekne dağlarının eteklerini takip ederek yine Çavuşcugöl kasabası ve Haremi linyit işletmelerine uzanmakta dır. Deprem litaratüründe ilçemizde büyük çapta depremin 1943 yılında olduğu göze çarpmaktadır.
ILGIN KAPLICALARI
İlçe merkezinin 2.5 km batısında halk dilinde hamam dağı eteklerindedir.tarihi kaplıcayı Vakıflar genel Müdürlüğünden kiralayan Ilgın belediyesi işletmektedir. Yeri ve bugünkü durumu : İlçe merkezinin 2.5 km batısında Ilgın- Akşehir asfaltı üzerindedir.İki ayrı dönemde yapılan kaplıcanın ilk defa 1236 miladi yılında 1 . Alaedddin Keykubat döneminde ikinci Defa ise 2.Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında Sahip Ata Fahrettin Ali tarafından miladi 1267 yılında yaptırıldığı anlaşılmakladır.
Mimari Özellikleri: 16x20 metre ölçüsünde olan kaplıca yaklaşık doğu- batı istikametinde uzanmış ve birbirine bitişik iki hamamdan ibarettir. Doğu cephesinde kubbeli erkek ve kadınlara hizmet veren kuzey-güney yönünde uzanan 1968 tarihinde Ilgın Belediyesi tarafından yapılan ve işletilen 3. bir kaplıca binası bulunmaktadır. Kaplıcanın kadınlar kısmına kuzeyden yanları iki duvarla kapalı bir revakla girilir.üç sivri kemerle revak’ın üstü ortadaki daha büyük yanlardaki oval üç kubbe ile örtülüdür.Kubbeler,önde iki serbest ayağa arkada duvarlar bitiştirilmiş taş ayaklarla , yanlarda duvar ile birbirine bağlı esas ve tali kemerler vasıtası ile desteklenmektedir. Revak cephesi, ayak ,kemer ve kubbeleri sıvalıdır.Cümle kapısı 40 cm eninde profilli bir çerçeve ile süslenmiştir.Bir boşluktan sonra üzeri büyük kubbe ile örtülü olan soyunma mahalline girilir,kubbenin ağırlıkları köşelerde üçgenler yardımı ile duvarlara aktarılmakta ve eteğinde profilli süslemeler mevcuttur.Buranın aydınlatılması cümle kapısının üzerindeki pencere kubbe merkezindeki aydınlık deliği ile sağlanmaktadır. Soyunma mahallinden bir kapı ile 8,30x8,45 m ölçüsünde sıcaklık havuzlarına girilir,buranın özellikleri de dış kısımdaki özelliklerin aynısıdır, aydınlatılması güneye açılan bir alt pencere ve kubbe merkezindeki yuvarlak ışıklık ile sağlanmıştır. Kadınlar kısmının doğusuna bitişik kaplıcanın ikinci kısmı erkekler bölümüdür,kadınlar kısmının mimari özelliklerini taşımasına rağmen havuzlu kısmın aydınlatılması kubbede 8 adet ışık gözleriyle sağlanmaktadır.
Malzeme ve teknik özellikler :Kaplıcanın iç ve dış kısımlarının sıvalı olması bakımından,yapımında kullanılan malzemenin özelliklerini öğrenmede zorlanıyoruz, ancak kaplıcanın ve yörenin yapısal özelliklerine baktığımızda kesme taşlarla ve moloz taşlarla yapıldığını görmekteyiz,ayrıca revak’ın üzerini örten kubbelerin yapımında tuğla kullanılmıştır.Kaplıcanın iç döşemeleri ise mermerdendir.
İnşa Tarihi :Evliya Çelebi Ilgın isminin şehrin batısında Selçuklu ve beylikler döneminde ( Ab-ı Germ ) diye bilinen ılıcadan geldiğini bildirmektedir. Katip Çelebi Cihannuma adlı eserinde Selçuklu sultanı Alaeddin Keykubat tarafından kaplıcanın kagir kubbe ve içindeki havuza iki mevziden aslan ağızlı lülelerden su akan hamam bina ettirdiğini söylemektedir.Hammer’in eserine göre Sultan Murat 1638 de Bağdat’ a giderken kaplıca önünde Otağını kurduğu ve burada bir saray inşa ettirdiği belirtilmektedir.Yapılan kazılarda ve burada ortaya çıkarılan ardıç kazıklı temellerin 2. Murat’ın yaptırdığı saray temelleri olduğu ileri sürülmektedir. Böylece kaplıca geçmişi ile günümüze kadar bazı değişikliklere uğradığını göstermektedir.Özellikle bunlardan kadınlar kısmındaki soğuk su havuzunun yenilendiği ve kubbe altındaki soyunma yerlerinin değiştirildiği ayrıca sıcak su bölümünde bulunan havuzunda yenilendiği anlaşılmaktadır.
Kitabeleri: Gerek Süheyl Ünver ‘in gerekse Katip Çelebinin Cihanuma adlı eserinde belirtilen ve kaplıcanın Alaeddin Keykubat dönemine ait ilk kitabe bu gün mevcut değildir.kaybolduğu ileri sürülen ve daha sonra Gaffar Toysalgır tarafından bulunan kitabenin tercümesi şöyledir:
“Buraya gelenlere ve su alanlara ! Bu temiz şifa yeri şahlar şahı büyük sultan,milletlerin (Efendisi)hükümdarı Arap,Acem,sultanlarının efendisi Dünya da Allah’ın gölgesi dünya ve dinin yücelticisi (ışığı) Ebul Feth Keykubad bin Kılıçarslan mü’minlerin emrinin delili Allah onun devletini ebedi ve iktidarını güçlü kılsın sultan iktidarı günlerinde 1236 senesinde Allah’ın güçsüz kulu Tanrı rahmetine muhtaç Cemaleddin yaptı Ab-ı Germ 1236 tarihli ve arapça ile işlenmiş bu kitabeye göre kaplıcanın 1. Alaeddin Keykubat tarafından yaptırıldığı anlaşılıyor.2.kitabe :Kaplıcanın kadınlar kısmı cümle kapısı üzerinde bulunan iki taraflı 0,75 x 100 metre ölçüsünde ve mermer üzerine işlenmiş Sahip Ata Hüseyin oğlu Ali’ye ait kitabenin tercümesi : “ Bu temiz yüce ılıca inşasını sultan Gıyasettin Ebul Feth Keyhüsrev Bin Kılıçarslan’ın zamanı devletinde veziri azam hayrat ve hasenat babası aleme mahzı selah olan Hüseyin oğlu 666 senesinde emretti.Allah bu gibi işlerini kabul buyursun“
Buradan da kaplıcanın 1267 yılında Sultan 3. Gıyaseddin Keyhüsrev’in zamanında Sahip Ata tarafından Yaptırıldığı ve mimarının da Kaluyan olduğu anlaşılmaktadır. M.ferit –M.Mesut bu kaplıcanın 1267 yılında 4. Kılıç Arslan oğlu 3. Gıyaseddin Keyhüsrevin padişahlığında vezir Hüseyin oğlu Ali tarafından yaptırılmıştır. Buna göre iki parça halinde mermer taş üzerine beşer satırlık kitabelerin sağ taraftaki tercümesi şöyledir.
“Mülk Allah’ındır.Büyük sahip hayır ve bereket babası alemin ıslahatçısı Hüseyin oğlu Ali Allah emellerini kabul etsin 666 hicri” Sol taraftaki kitabenin tercümesi ise “ Sultana ait Bu mübarek kaplıcanın inşası Büyük Sultan Gıyas-ed- dünya ve ‘d –din ebul fetih mü-minlerin emirinin burhanı Kılıçarslan’ın oğlu Keyhüsrev yaptırmıştır. Amele Keluyan 3.Kitabe : Kadınlar kısmı cümle kapısı arkasında kuzey duvarında bulunan mermere yazılmış olan kitabedir. Bu kitabe M Ferit ve M.Mesut’a göre erkekler kısmı ilave edildikten sonra önce soyunma mahalline sonra şimdiki yerine kaldırılmıştır.Kitabe sultan Abdülhamit zamanında 1839 yılında Nazmi Sermeda isimli bir şaair Tarafından yazılmıştır.
Kitabenin Tercümesi:
Kaplıcanın Mimarı: Kaplıca Sahip Ata Fahreddin Ali’nin yaptırdığı eserlerden birisidir.Konyalı Hacı Ekber oğlu Hüseyin’in ve Selçukluların büyük devlet adamlarından birisi olan bu zatın çok sayıdaki eserlerinde Keluk bin Abdullah ve Kaluyanel Kunevi isimli mimarların adı geçmektedir.Sanatkar Keluyan Antalya, Ilgın,Akşehir,Sivas ve Konya’da çalıştığı çeşitli kaynaklarda yazılıdır.Özellikle 1267 yıllarında Ilgın’ da bulunduğu İleri sürülmektedir.Bu tarih kaplıcanın kitabesindeki tarihle aynıdır.
A.Süheyl Ünver kaplıcanın Selçuklu Devleti Mimarlarından “Kaolyon” tarafından inşa ettirildiğini bildirmektedir. Osman Özdemir’de Ilgın kaplıca ve temellerinin eski asırlarda mevcut olduğunu daha sonra Selçuklu Hükümdarlarından Alaeddin Keykubat’ın şimdiki kadınlar bölümündeki havuzu oğlu Keyhüsrev’e emir vererek tamamlattırdığını söylemektedir.Kaplıcanın geçirdiği tamiratlar : Selçuklu Devletine 22 yıl vezirlik yapan Sahip Ata oğullarından Ali nihayet Moğolların baskısından usandığı için Akşehir’e bağlı Nadir köyüne yerleşmiştir. Bu durumu gören Konya Selçuklu Devleti hükümdarlarının ,Ilgın’ı :kendisine tımar olarak verdiği ve bu kişi tarafından kaplıcanın tamir edildiği bildirilmektedir.1838 yılında yapılan tamiratlardan sonra 1906 yılında Milli Eğitim’e devredilen Kaplıca yine tamir edilmiştir. Ilgın ve çevresinde 1931 yılında bir deprem olduğu bilinmektedir,bu deprem ile zarar gören kaplıca ve bozulan su yolları nedeniyle kaplıcanın tamiri için 4.10.1939 tarihine kadar kapatıldığı Konya Vakıflar Müdürlüğü kaplıca dosyasından anlaşılmaktadır. 1933 yılında hazırlanan onarım projeleri ile kadınlar bölümündeki soğuk su havuzu yenilenmiş ve soyunma yerleri değiştirilmiştir,daha evvel erkekler bölümünde mevcut olan 7 oda tamamen kaldırılmıştır. Ayrıca kaplıcanın şu anda mevcut olmayan bir misafir hanesinin olduğu kaynaklardan anlaşılmaktadır.
ILGIN KAPLICALARININ FAYDALARI:
Ilgın’ımız kaplıcaları şifa kaynağı olarak bilinir.Her yıl otel ve moteller hastalıklarını iyileştirmek isteyen insanlarla dolup taşar,bastonla gelip yürüyerek giden insanlar görülmektedir. Suyu hamam Dağı eteklerinde güneyden kuzeye doğru uzanan alivyum tabakası ile örtülü bir kırık üzerindedir,su yöresel olarak söylenen Hamam Dağının eteklerinden çıkar.Kadınlar hamamında saniyede 14 litre ,erkekler hamamında ise 35–40 litreyi bulan su çıkmaktadır.Çıkan bu sular iki kadınlar hamamına iki erkekler hamamına otel ve motellere dağılmaktadır.Tahlil raporlarına göre, suyun içeriği şunlardır: Potasyum ,Sodyum,Amonyum,Kalsiyum,Magnezyum,Demir, Alimınyum,Klorür, Nitrat,Sülfat ve hidrokarbonat gibi kimyasal özellikleri için de taşıyan şifa kaynağı kaplıca suları berrak, renksiz ve kokusuzdur. Su bir miktar da Bromür ve İyodür ihtiva ettiğinden Kükürtlü ve Hidrokarbonatlı sular grubunda yer alır. Radyo aktivitesi 19,1 eman dır.Ayrıca su az miktar da tuz ihtiva etmesi ile dünyanın tanınmış sularına benzediği bilinmektedir.bu özelliklerinden dolayı şu hastalıklara şifa verdiği bilinmektedir. Bunlar Göz Hastalıkları, Ekzama,Cüzzam,Felç hastalıkları, bers (Abraş)Hastalıkları, Sinir Hastalıkları, Akciger iltihaplanmaları, Böbrek ve idrar yolları hastalıkları,Kadın hastalıkları ,her türlü iltihaplanma ve yara iyileşmelerine ,Deri ve Cilt hastalıklarına,Romatizmal gibi hastalıklar dır. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde Selçuklu devleti Sultanlarından Alaeddin Keykubat’ın Romatizma(Nikris-Ayaksızısı ) hastalığına yakalanmasından dolayı yapılan tavsiye üzerine Ilgın Kaplıcasına geldiğini kaplıcada Hastalığına şifa bulduğunu sağlıklı şifa dağıtan su olmasından dolayı var olan inşaatın üzerine bir kubbe yaptırdığını yazmaktadır.
Aynı kırık(Fay)hattı üzerinde bulunan Çavuşcugöl ‘ün güney tarafında ve Ilgın’a 10 km kadar uzaklıkta bulunan ve halk tarafından Açık Ilıca olarak bilinen sıcak su büyük ve küçük ılıca suyu olarak adlandırılıp sazlıklar arasından Çavuşcu gölüne dökülmektedir. CHPUT adındaki Avrupa tarihçisinin yazdığı eserinde Ilgın kaplıcası ile Açık ılıca suyunun aynı memba ya tabii olduğu ayrıca Çavuşcugöl’ün içindeki ada da aynı suyun mevcut olduğunu yazmaktadır.
TURİZM
Ilgın’ın turistik değeri zengin doğal yapısından,işlek bir ticaret yolu üzerinde bulunmasından kaynaklanmaktadır. Ilgın kaplıcaları,ormanları,göl ve göletleri ile hertürlü turizme açıktır ayrıca eski tarihi değeri olan eserleri ile de yerli ve yabancı turistlerin dikkatini çekmektedir. Bizans,Selçuklu ve Osmanlı döneminden kalan eserlere halkımız tarafından gerektiği kadar ilgi görmemekte, ilgili kuruluşların tarihi eserlerimizin tanıtımının yapılmasında ve korunmasında gelecek nesillere ışık tutması için gereken ilgiyi göstermeleri gerekmektedir. Ilgın Arkeoloji müzesinin olmaması en büyük eksikliğimizdir.Bu nedenle tarihi yönden zengin olan ilçemizde bulunan eserler Konya ve Arkeoloji müzelerinde sergilenmekte olup diğer eserlerimizde belediyemiz ve personeli tarafından kendi imkanlarıyla korunmaya ve şehir içinde açık alanlarda sergilenmeye çalışılmaktadır.
Doğal Güzellikleri ve Mesire Yerleri:İlçemiz doğal güzellikleri ve mesire yerleri yönünden oldukça zengin dir. Ilgın gölü çevresinde jandarma dinlenme parkı ,Kaplıca çay bahçeleri ,ilçe merkezinde bir park,orman içlerinde pek çok dinlenme yerleri vardır.Orman göl ve meralarda yaban domuzu,keklik,tavşan,kurt,tilki,porsuk,bıldırcın,yaban ördeği,yaban kazı,üveyik gibi av hayvanları bulunmaktadır. Kara avcılığı kanunu esaslarına göre av yapılmaktadır. Ayrıca Mahmuthisar,Beykonak,Ormanözü köylerinde alabalıküretimi mevcuttur.
Halkımız ve çevre ilçelerden gelen misafirlerin Bulcuk göleti ve ormanı,Balkı boğazı, Çatak Asmalı pınar , Aşağı Çiğil Taşdelen suyu ve ormanı,Ilgın gölü çevresi, Hamamdağı, Mahmuthisar ve Beykonak yaylaları tatil günlerinde dinlendikleri mesire yerleridir. Halkımız ve çevre ilçelerden gelen insanların en fazla rağbet ettiği yerlerden biride Ilgın kaplıcalarıdır. Dinlenme tesisleri,şifalı suları ve tarihi özelliği ile büyük ilgi görür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder