ZAMAN: HAYATİ BİR KAYNAK Yeterince zamanınız var mı ? Cevabınız kesin bir hayır ise,
yöneticilerin büyük bir çoğunluğu ile aynı sınıftasınız demektir. Bu
gerçekten ürkütücü, çok nazik bir durumdur. Birden zamanın yeterli
olmadığını farkedersiniz. Aslında, hepimizin sahip olduğu zaman aynıdır. Ama
bu, pek az insan için yeterlidir. Öyleyse zaman sorunun kendisi değildir.
Sorun bizde! Yani sorun ne kadar vaktimiz olduğunda değil, sahip olduğumuz
süre içinde neler yaptığımızda. Eşsiz bir kaynak olan zamanı nasıl harcayacağımıza karar
verebiliriz. Tıpkı öteki kaynaklar gibi zaman da çok etkili biçimde
değerlendirilebilir veya boşa harcanabilir. Yazar ve danışman danışman
Drucker şu gözlemde bulunuyor: “Zamanen az bulunan kaynaktır. Eğer doğru
yönetilmiyorsa, hiçbir şey yönetilmiş sayılmaz.” Zamanın yönetimi konusu
neden ihmal ediliyor? Çünkü bütün kaynaklar arasında görünüşe göre en az
anlaşılan ve en kötü yönetileni zamandır. Paha biçilmez bir değerin
kullanımını şansa bırakıyor, kontrol edip planlamıyoruz. Aslında insan zamanı yönetmez, yönetemez! Çünkü akreple
yelkovanın hareketi bizim yönetimimizin dışındadır. Bunlar durmaksızın
hareket ederler ve biz ne yaparsak yapalım, zaman önceden kararlaştırılmış
bir hızla akıp gider. Mesele saati yönetmek değil, kendimizi zaman içinde
yönetebilmektir. Aşağıdaki listede çeşitli zaman tuzakları verilmiştir.
Bunlardaki tuzaklardan sizin düştükleriniz mutlaka vardır. Dikkatlice
inceleyiniz!. Pek çok zaman tuzağının kendinizden kaynaklandığını belki de
fark ettiniz. Zaman kaybına neden olan belli başlı öğeleri belirtmeleri
istendiğinde çoğu yönetici önce, toplantı, ziyaretçi erteleme gibi dış
kaynak ve nedenleri sayar. Oysa zaman yönetiminin sorunları içimizdeki
düşman! Önceliklerin eksikliği yetki devrinin olmayışı, sürüncemede bırakma,
plansızlık vb. Şimdi kendinize bazı sorular sorun. Zaman tuzaklarından
hangilerine siz neden oluyorsunuz? Hangilerini başkaları, dış kaynaklar dış
kaynaklar oluşturuyor? Bu dış kaynaklardan hangileri kontrol altına
alınabilir, hangilerini ortadan kaldırabilirsiniz? Bu soruları iyice düşünüp
yanıtladıktan sonra, zaman kaybı sorununun hem ana nedeninin hemde çözümünün
kendiniz olduğunu kabul ediyor musunuz? Öyleyse hiç kuşkusuz daha önce
sözünü ettiğimiz sonuca geldiniz. Yöneticinin Uzun Günü:
Araştırmalar kişinin yönetim merdivenlerinde yükseldikçe, saat ve gün olarak
daha çok çalıştığını ortaya koymaktadır. Clarence Randall, kendini işe
kurban etmeye hazır, tek adam olduğuna inanan yöneticiyi tanıma yollarını
şöyle tanımlıyor: Böyle biri, kendini ıstırap ve acıya adamış,
sorumluluklarını bilen, feragat etmesi gerektiğine inanan bir kişiliğe
sahiptir. Onu üstü kalabalık masasından tanıyabilirsiniz. Başarısız yöneticilerin bir özelliği de, bunların aile
hayatlarından özveride bulunmalarıdır. Genelde ailenin ihmali ve evlilik
pahasına işleri yürütmeye çalışmak, iş veriminin düşmesine yol açar. Zaman yönetiminin efsanevi düsturlarından birisi, insanın ne
kadar çok çalışırsa o kadar çok iş başarabileceği şeklindedir.”Çok değil
akıllıca çalış!” özdeyişi bu gerçeği yansıtmaktadır. Alında, pek az şey
başaran bir yönetici, beceriksizliğini çok çalışıyormuş gibi görünerek
dengeleyebilir. Etkili bir planlamayla çalışılan her saat, uygulamadaki
kişiye üç yada dört saat kazandırıyor ve daha iyi sonuçlar sağlıyorsa,
yöneticiler, iyice düşünüp taşınılmadan hiçbir işe başlanmasına izin
vermemelidir. Planlama zaman almasına rağmen, sonunda vakit kazandırır ve
daha iyi sonuç getirir. Kendine güveni olmayan kişilerin, amaçlarına pek
uygun olmayan faaliyetlerde çalıştıkları sık görülür. Demek ki işi başından aşkın yöneticiler boş zamanlarında ne
yapacaklarını bilememekte. Bir psikolog işin insanın yaşamak için yaptığı
değil fakat yapmak için yaşadığı bir şey olduğunu söylüyor. KENDİNİZİ NASIL YÖNETİRSİNİZ? Kendisine zaman yönetimi hakkında felsefesini özetlemesini
istenen bir zat,: “zaman sana ait bir şeydir,”cevabını verdi.”Onun sana
hükmetmesini izin vermemeli sen ona hükmetmelisin kendine hükmedemezsen
zamana da hükmedemezsin.””insanoğlu doğayı kontrol edecek kadar akıllı ama
kendini kontrol edemiyor. Gerçekçi bir öz değerlendirme kolay değildir. Kişi
kendini içinde bulunduğu durumda ne kadar güvensiz hissederse bu analizden o
kadar kaçınır. Zaman Çizelgesi: Zamanı bir
programa bağlamaya çalışan yöneticiler bu programı uygulayamadıklarını
görmüşler.”Zamanın programlanması zorunludur. Çünkü başkalarının
deneyimlerine bakarak bazı alışkanlıklarımızı değiştirmek son derece güçtür. Sürüncemede Bırakmak:
Alışkanlıklardan vaz geçebilmek için öz disiplin ve kararlılık gereklidir.
Bir yönetici:sürüncemede bırakma huyunun kendisini neredeyse tuzağa düşürüp
boğmak üzere olduğunu anlayıp savaşı şu basit kurallarla kazanmış: 1.Sürüncemede bırakma huyunun
sizi felce uğrattığı alanı bulun ve onu fethedin. 2. İşleri önem sırasına göre düzenleyin ve sorunları sırayla
halledin. 3.Kendinize zaman sınırları koyun. 4.Zor sorunlardan kaçmayın 5.Mükemmellik arayışınızın sizi felce uğratmasına izin
vermeyin. Emin olana kadar her şeyi ertelerseniz hiçbir şeyi
başaramazsınız. NEDEN PLANLAMA? Meşgul olmaktan daha kolay hiç bir şey yoktur, ama hiç bir
şey verimli olmaktan daha güç değildir. Yöneticinin en zor görevi
düşünmektir ve onlar bu görevi genellikle ihmal ederler. Bernard Baruch
şöyle der “Bildiğim bütün yenilgiler, işlediğim bütün hatalar, özel
yaşantılarda ve iş hayatında gördüğüm bütün budalalıklar, düşünmeden yapılan
işler sonucudur” Yönetim planlamayla başlar. Planlama; nereye gitmek
istediğini ve oraya nasıl gideceğini mantıklı bir biçimde önceden
kararlaştırmaktır. İnsanın doğası planlı davranma kavramıyla bağdaşmaz, çelişir. Önündeki işin çekiciliğine kapılan yöneticiler olduğu kadar
ayakta kalmanın ancak etkili bir planlama ile mümkün olduğunu bilen
ve sonuna kadar mücadele eden yöneticilerde vardır Zamanları olmadığı gerekçesiyle planlamaya karşı çıkan
yöneticiler uzun vadede kazanacakları zamanı ve elde edecekleri yüksek
verimi görememektedirler. Greenwalt şöyle der: Planlamada kullanılan her
dakika uygulamada üç yada dört dakika kazandırmaktadır. Aceleciliğin zararları şöyle tanımlanmış; Endişe aslında
korkunun bir çeşitidir, yetersizliği farketmektir, buda güvenilir hedefleri
ve iyi planları cesaretle düşünecek zaman bulamamaktan ileri gelir. Öte
yandan acelecilik yöneticiye konulan zaman sınırlamasının kötüye
kullanıldığının bir kanıtıdır. Bir işi doğru yapmak için zamanınız yoksa düzeltmek için
nasıl zaman bulacaksınız? Bir işi doğru yapmakla doğru işi yapmak arasındaki
seçim verimli bir yönetici için güç değildir. KENDİNİ DÜZENLEMEK Günlük işleri düzenleyebilmeme yeteneğini kazanmanın yanında,
yönetim hakkında öğrenmeniz gereken şeyler çocuk oyuncağı gibi kalır. Yöneticinin verimini artırabilmek için, sesleri denetim
altına almak gerekir. Büyük şirketlerde, bundan daha on yıl önce, araştırma
ve geliştirme bölümlerini sessiz banliyölere taşımaya başladılar. Özellikle
araştırma ile ilgili işlerde sessiz çevrenin önemi büyüktür. Rahatsız
koltuklar, loş ışıklar, fiziksel yorgunluğa sebep oldukları için, iş
verimini düşürebilir. Çalıma odasının aydınlatılmasında ışık eşit olarak
dağıtılmalı, gölge yada yansıma oluşturulmadan masayı tamamen
aydınlatmalıdır. Arkalığı olan rahat koltuklar, yöneticinin verimini
artırması için yapılabilecek en iyi yatırımlardan biridir. Dosyalama Sistemi: Kötü bir
dosyalama sistemi, çalışanlar için sürekli, sinir bozan birşeydir. bilgi
ararken zaman kaybına neden olur. Dosyalama elemanlarının işte bulunmaması
durumunda, ortak bir sisteme duyulan ihtiyaç kendisini daha fazla
hissettirir. Uçak ve tren yolculukları, bir yöneticiye rahatsız edilmediği
boş bir sure sağlanmalıdır. New York City’de çalıştığım yıllarda, bir trende
ne kadar ne türde iş yapabileceğini bulmaya çalıştım Genellikle herkesin
sadece bir şeyler okuduğunu, ya da uyuduğunu keşfettim. Notlarla eli kolu bağlı bir işletmenin atardamarlarını
tıkayan gereksiz kağıt akımıdır. Frank Nunlıst, bunu “kağıt ablukası”olarak
tanımlıyor Not denetimi de, form denetimi gibi envanteri gerektirir.
Gecen ayın giren ve çıkan notlarını inceleyin. Kaçı gereksizdi?Kaçı daha
kısa olabilirdi?Bu size, notlarla harcadığınız zamanı gösterecektir. Birçok
yönetici, iş hakkında bir not yazmaktansa, o işi yaparak daha iyi
çalıştığını keşfetmiştir. Genellikle, hızlı okuma, kötü alışkanlıklarını yokederek,
yerine iyi alışkanlıklar da kazandırmaktadır. Daha hızlı okuma için şu temel
kuralları siz de uygulayabilirsiniz. 1.Her satır okurken başınızı soldan sağa çevirmeyin 2.Sözcüklerı okurken ağzınızı oynatmayın, ya da yüksek sesle
söylemeyin. 3.Tekrar tekrar okumayın. 4.Okuma açınızı genişletin. her yeni satıra geçişte, tek tek
sözcüklerle değil sözcük gruplarına bakın. 5.Kenardaki boşluklarla gözünüzü oyalamamak için, okumaya her
satırın ikinci ya da üçüncü sözcüğüyle başlayın. Anlayıp anlayamadığınızı ölçmek için kendinize, az önce
okuduğunuz bir konu üzerinde birisine sorular sordurun. Bunu yapmanın daha
iyi bir yolu da özellikle bu beceri üstüne hazırlanmış kitaplardan birini
okumaktır. Bu kitaplarda, konuya ait testlerde vardır. Seçici Okuma: Seçici
okumanın üç genel kuralını şu şekilde açıklayabiliriz: 1. Kitabı okumadan önce içindekiler bölümüne bir göz atın. 2. Sonra onu baştan aşağıya çabucak bir gözden
geçirin(örneğin 1 saat kadar) böylelikle yazarı ve üslubunu tanımış
olursunuz. 3. İlgilendiğiniz konuları içerdiğini düşündüğünüz bölümleri
dikkatle okutun. KESİNTİLERİN ORTADAN KALDIRILMASI Bir davranışın belirli bir kuralın çiğnenmesi olduğunu kabul
etmek sorunu çözmez. Bu kuralın neden çiğnendiğini bulmakta gerekir. Aşırı
çalışan gereğinden fazla ayrıntıyı sırtında taşıyan bir yöneticiye bütün
bunları kendi hatası yüzünden olduğunu söylemek yetmez. İçinde bulunduğu güç
durumu oluşturan marazi işlemi anlamaz ve bu, işlemin ilk belirtilerini fark
etmeyi öğrenmezse kendini tekrar buna benzer güç durumlar içinde bulması
kaçınılmaz olur. Ziyaretçiler: Bir
ziyaretçinin önemli bir iş için gelip gelmediğini bilmemek kapının pek çok
açılıp kapanmasına yol açmaktadır. Sekreterinize randevuları düzenleme sorumluluğu verin.
Belirli kabul saatleri koyun ziyaretçilerle önce sekreteriniz konuşsun.
Astın odasına siz gidin. Ziyaretçilerle odanızın dışında buluşun. Ayağa
kalkarak konuşun. Sekreterinizin ziyaretleri denetlemesini sağlayın.
Ziyareti zamanla sınırlayın. Belirli aralıklarla düzenli olarak buluşun. Telefon: Ne gariptir
ki zaman kazandıran en etkili aletlerden biri olan telefon aynı zamanda en
büyük zaman tuzaklarından birisidir. Bu kadar yararlı bir araç neden kötüye
kullanılmaktadır?Neden pek çok yönetici telefona hükmedeceğine onun kölesi
haline gelir? Hiç kimse bir doktor yada operatörden muayene yada ameliyat
sırasında telefonlara cevap vermesini beklemez. Hiçbir jüri üyesi mahkemede
iken telefonlara cevap vermez, hiçbir profesörden ders sırasında telefona
cevap vermesi istenmez. Öyleyse yöneticilerden neden hep telefonun başında
ve arayanın emrine amade olması bekleniyor. Toplantılar: Neden grup
toplantıları sorunları çözmede etkili olamaz bunun hem pratik hem de
psikolojik pek çok nedeni vardır. Grup büyüdükçe bireyler arası iletişimi
sağlamanın güçleşmesi bu nedenlerin başında gelir. Grup büyüdükçe toplantıya
katılanların fikirlerinden yararlanma şansı azalır. Yönetici toplantıyı
bitirememe durumunda kalır ve sorunlar çözülemez . Aslında alışılmış toplantılardan önce genellikle ayak üstü
konuşmalar yapılır, böylece konuşulacak olan meseleler hatırlanmış
düşünceler tazelenmiş olur. Sorunu önceden tartışmak herkese konu üzerinde
düşünme olanağı verir. Böylece toplantıya getirilmiş yeni fikirlere ve ciddi
kararlara hazır olarak gelinir. Bir toplantı sırasında zaman kaybetmek toplantıya zamanında
girmemekle başlar. Bu sık sık şikayet edilen ama düzeltilemeyen bir hata
olup bu konuda bir şeyler yapılması hiçte zor değildir. Toplantının başında olan yönetici disiplinsiz kişilerin gruba
yön vermesine izin verirse toplantılar asla zamanında başlamaz. Elbette
vaktinde başlanılan bir toplantıya geç kalanlarda olacaktır. Toplantıyı
zamanında bitirmek de önemlidir. Katılanlar başkanın toplantıyı zamanında
bitirmekteki kararlılığını görür görmez kendilerini toparlayacak ve konuyu
saptanan zamanda görüşeceklerdir. Toplantıdan sonra en fazla zaman kaybettiren şeylerden biri
alınan kararların tek tek yazılmamış olmasıdır. Başka bir zaman tuzağı da
köyü yazılmış notlardır. KARAR VERMEK “En büyük zaman hırsızı kararsızlıktır!” diyor Charles Flory.
Endişe o kadar yıkıcı bir şeydir ki, kişiyi daha günlük işlerine başlamadan
yorar. Asıl kabul edilmesi zor olan, kötü bir kararın, hiç karar vermemekten
daha iyi olduğudur. Hata Yapma Korkusu: Haklı
olmaktan sonra, en iyi şey haksız olmaktır; çünkü eninde sonunda bu sonuca
varırsınız .Doğruyla yanlış arasında gidip gelirseniz tereddüde düşer hiçbir
yere varamazsınız ama kesinlikle yanılıyorsanız doğru düşünmenizi sağlayacak
bir olayla karşılaştığınız için kendinizi şanslı saymanız gerekir. Bir hatanın sonuçlarından korkuyorsanız çekingen biri
sayılırsınız. Her kararda risk vardır. Risksiz karar olmaz. İleri görüşlü
şirket yönetimi risk alma işini destekler. İş hayatında en büyük kayıplardan
biri yenilgi korkusuyla karar vermektir. hiç hata yapmayan kimse değerli ve
işe yarar birşey de yapmıyor demektir. Hiçbir hata yapmayan bir işletme ya
riski göze almıyordur yada ölüdür. Önemli olan hatalar değil onlardan alınan
derslerdir. Zaman Kullanımı: Karar
açısından zamanın yönetimi çok önemlidir. Zaman sınırlaması konulmuş bir iş
daima hızlı bitirilir. Zaman sınırlamaları mantıklı ve adil oldukları sürece
iyi sonuç verirler. İşe bitiş süresi koymanın en büyük sorunlarından biride gerçekçi olmayan zaman tahminleridir. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder