Seleukos tarafından ilk kuruluşu sırasında Zeugma, birbirine köprü ile bağlı olan ve Fırat nehrinin iki yakasında karşılıklı duran ikiz kentlerden oluşmaktaydı. Nehrin batı kısmı komutandan dolayı Seleukeia, doğu kısmı ise bu komutanın Persli karısından dolayı Apamea olarak adlandırılmıştır. MÖ 162’de, başkentini Samosata’da (Samsat) kuran ve Seleukos İmparatorluğu’nu yıkan bir soy olarak Hellenistik Kommagene Krallığı ortaya çıkmıştır. Kentin yerleşim planında Zeugma, Seleukos-Pers kültürel kesişim noktası olarak yer alır.
MÖ 1. yüzyıl boyunca, Geç Hellenistik Kommagene Kralı I. Antiokhos için özellikle önemli bir konu olmalıdır. Bir tarafta genetik olarak Persli, diğer tarafta Seleukoslu olan, Antiokhos’un resmi duruşu ve dini politikası, her iki kültürü birleştiren unsurlardır. Antiokhos’un aslında Hellenik ve Zerdüşti inanç sistemlerinin bağdaştırıcısı olan resmi dini, birleştirilen Grek ve Pers tanrı ve tanrıçalarının tapınımını geliştirmiştir. Birbirleriyle bağdaştırılmış kültlere sahip olarak, kral, muhtemelen krallıkla birlikte kimliklendirilen çeşitli etnik gruplara başvurarak birçok sosyal kimliği oluşturmayı hedeflemiştir.
Kommagene Krallığı, muhtemelen Pers ve Hellenistik kültürel evrenle doğrudan bağlantılı olan jeopolitik nedenlerle bu şekilde yapmak zorunda kalmıştır.Zeugma’da karşılaşılan Hellenistik kent ve kült merkezlerinin çoğu Antiokhos zamanına tarihlenir. Kentin kült merkezlerinden elde edilen arkeolojik buluntuların ortaya çıkardığı verilere göre kent, Krallığın Fırat’taki bu iki dünyası arasındaki önemli pozisyonuna göre; Antiokhos'un gücü, Grek ve Pers kültürel alanlarının birleştirilmesinde kilit rol oynamış olmalıdır.
Fırat üzerindeki Seleukeia ve aynı zamanda da Zeugma olarak bilinen kent, MÖ 63’te Seleukos ve Armenia’dan Roma’ya geçmiştir. Antiokhos’un MÖ 64’te Roma Generali Pompei ile Parthialılara karşı müttefik olmasından dolayı, Pompei Roma topraklarını güvende tutmak için Zeugma’yı Kommagene topraklarına ekler. MÖ 31’de, Roma İmparatoru Augustus’un hükümdarlığında, Kommagene Krallığı bir Roma eyaleti oluşturmuştur. Antiokhos Hanedanlığı, MS 72’de Vespasianus tarafından tahttan indirilene kadar, torunları tarafından devam ettirilmiştir ve Kommagene Suriye’de Roma yetki alanının bir parçası olmuştur.
MS 1. yüzyılda Zeugma temel alınarak, Lejyon X Fretensis (MÖ 40’da Augustus tarafından kurulmuştur, ana lejyon üssü Kudüs’tür, arması domuzdur) ve Lejyon IV. Scythica (MÖ 42’de Marcus Antonius tarafından kurulmuştur, ana lejyon üssü Gaziantep’tir, arması oğlaktır) olarak adlandırılan iki Roma lejyonu ile birlikte, kentin stratejik önemi ve kozmopolit doğası daha da artmıştır. Ticaret yolları üzerindeki önemli pozisyonu ve gidiş-geliş yoğunluğu nedeniyle, Romalılar tarafından giriş vergisi almak için Zeugma seçilmiştir. Zeugma, askeri ve dini merkezli bir kent olmanın yanı sıra, önemli bir ticaret kenti olarak da işlevini sürdürmüş ve gelişmiştir. İyi bilinen yapıların çoğu; MÖ 1. yüzyıl Antiokhos zamanı ve kentin MS 253’te Sasani Kralı Shapur tarafından yağmalandığı MS 3. yüzyıl arasındaki döneme tarihlenir.
Zeugma antik kenti ve kazılar hakkında bilgi veren tanıtım filmini izledikten sonra Müze’nin alt salonuna giriyoruz. Burada hoş bir sürpriz bizi karşılıyor. Yaklaşık 5 dakika süren ışık oyunu ile bir villanın tabanını süsleyen mozaik panonun kopyası üzerine adım atınca su dalgalanıyor ve ayaklarımızın altından balıklar kaçışıyor. Suya düşen yaprakların sarı hüznünde Birecik Barajı’nın suları altında kalan Zeugma ‘yı hissediyorsunuz…
30.000 m² üzerine kurulan Müze Binası; 7.075 m²‘lik sergi alanı ile Dünya’nın en büyük mozaik müzesi unvanını yakalamış , Tunus Bardo Müzesi’ni geçmiş.
Çıkarılan mozaiklerin tamamına yakın kısmında çok az eksik parça olması ve m2 olarak büyük parçaların bulunması da bu Müze’yi ön sıraya taşımış.
Müze 3 bölümde geziliyor.
Fırat kenarında bulunan Poseidon ve Euphrates villaları Mozaikleri ile Dyhisos Villası Mozaiği , Gaziantep çevresinde bulunan Doğu Roma=Bizans Dönemi Kilise Mozaikleri ve Hamam Mozaikleri. Ayrıca elden geçirip temizlenen 20 sütunu, 4 Roma Çeşmesi’ni ve Mars Heykeli’ni de görüyoruz.
OCEANOS VE TETHYS MOZAİĞİ
Açık denizlerin tanrısı olan Oceanos, denizdeki dişi unsuru temsil eden Tethys ile yaşamaktadır. Dünyadaki tüm nehirlerin bu ikiliden geldiğine inanılır. Pek çok villanın taban mozaiği bu konuyu işler. Kenarlarda yunuslara binen, balık tutan Eroslar ve bazı deniz canlıları çerçeveyi tamamlar.
YUNUSLU EROS MOZAİĞİ |
DEMETER - BEREKET TANRISI |
Sol omzu üzerinde bereket boynuzu olan Demeter çiçek ve bereketin simgesi buğday başaklarıyla taçlandırılmış.
FIRAT NEHRİ TANRISI EUPHRATES |
AKHİLLEUS MOZAİĞİ |
Annesi ve babası Akhilleus’un Troya Savaşı’na katılmasını istemezler gözden uzak olması için Skyrus Adası’na , Kral Lykomedes’in Sarayı’na gönderirler.
Akhilleus kendini gizlemek için kadın kıyafetleri giyerek Lykomedes’in kızları arasına karışır.
Akhilleus ‘un Troya Seferi’ne katılmaması halinde Troya’nın alınamayacağı kehaneti üzerine Odysseus onu aramaya başlar.
Gezgin satıcı kılığına girerek Saray’ a girer. Kızlara onların ilgisini çekecek kumaş ve takılar ve kılıç gösterir. Kadın kıyafeti içindeki Akhilleus sadece kılıç ve kalkanla ilgilenir ve eline alıp kullanmaya başlar, böylece kimliği ortaya çıkar. Mozaik bu sahneyi anlatır.
SU PERİSİ (NAİAS) |
ZEUGMA’NIN KORUYUCU TANRISI ‘’MARS’’ |
Sağ elinde mızrak, sol elinde bahar dalı tuttuğu için bereket ve gücü veya başka bir anlamda savaş ve barışı temsil eder. 1.50 metrelik bronz heykel, Coligny (Ain) Mars Tapınağı’nda bulunmuştur.
Fransa Lyon Arkeoloji Müzesi’nde bir benzeri daha vardır.
HAMAM MOZAİKLERİ |
HAMAM MOZAİKLERİ |
HAMAM MOZAİKLERİ |
HAMAM MOZAİKLERİ |
EUROPA MOZAİĞİ |
Suriyeli güzel kız Europa, sabahtan akşama kadar kırlarda çiçek toplamayı , deniz kıyısında arkadaşları ile gezmeyi seviyor. Yine böyle bir gezi sırasında baş tanrı Zeus, Europa’yı görür, aklı başından gider. Karısı Hera olayı duymadan Europa’ya yaklaşabilmek için boğa şekline girer.
Bu suretle çiçek toplayan kızların dikkatini çekmeyi başaran boğa Europa yanına gelince yere yatarak ayaklarına kapanır. Europa, boğanın sırtını okşar ve üzerine oturur o anda boğa ayağa kalkar ve kıyıya doğru koşmaya başlar. Kıyıya geldiklerinde tekrar eski kimliğine, tanrılığa döner kendini tanıtır. Birlikte olurlar. Birleştikleri yerdeki çınar ağacı o günden beri yapraklarını dökmez. Bu birleşmeden Kirid Kralı Minos doğar.
DÜNYACA TANINAN SİMGE
ÇİNGENE/GAİA MOZAİĞİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder