Türk ve dünya tarihinde «İlk uçan adam» sıfatını kazanan kişidir. Dördüncü Murat devrinde yaşadığı bilinir. Ne çâre ki onun hakkında günümüze yeterli bir bilgi ulaşamamıştır. Birçok buluş ve yenilikleri sebebiyle «Hezarfen» adiyle anıldı. Galata Kulesi'nden kanat takıp atlayarak Üsküdar'a kondu. Bu maharetinden ötürü IV. Murat'ın takdir ve ihsanını kazandı, ancak tehlikeli görüldüğü cihetle Cezayir'e sürüldü. Orada öldü.
Rüzgar kuzeyden hafif hafif esmekte idi, fakat hava yine de serin sayılmazdı. İstanbul'da her zamankinden farklı bir fevkalâdelik göze çarpmaktaydı o gün. Devrin Padişahı IV. Murat, Sarayburnu'ndaki Sinan Paşa köşkünün penceresi önünde oturmuş, merak içinde karşı sahilde yükselen Galata Kulesi'ni seyrediyordu. Ne o bir şey konuşuyor, ne de arkasında sıralanmış duran vezirlerden bir ses çıkıyordu. Fakat Galata Kulesi'nin tepesine takılı kalan bütün bakışlarda bir merak ve heyecan okunmaktaydı.
Türlü icat ve yeniliklerinden ötürü halk arasında «Hezarfen» adiyle anılmakta olan Ahmet Çelebi, o gün kanat takıp Galata Kulesi'nden atlayarak uçup Üsküdar'a konacağını padişaha arzetmişti.
Bir insanın uçmasının özellikle o devirde ne kadar inanılmaz ve ilginç olacağı besbellidir. Bu yüzden yalnız padişah ile saray erkânı değil, bütün İstanbul halkı bu haberi Öğrenip deniz kenarlarına ve İstanbul'un yüksek tepelerine koşmuş ve koca şehrin kıyıları ve sırtları bir mahşer yerine dönmüştü.
Hezarfen Ahmet Çelebi, sırtında boyundan büyük kanatlar olduğu halde Galata Kulesi'nin tepesinde görüldüğü zaman kıyı ve sırtlardaki kalabalıkta da, Sinanpaşa köşkündeki padişah ile vezirlerinde de heyecan son haddini bulmuştu.
Kulenin tepesindeki cüretkâr adam, sırtına yapışık ve kollarına bağlı kanatları birkaç defa açıp kapadıktan sonra kendini boşluğa kapıp koyuvermişti. Şehrin her yanından heyecan dolu bir uğultu yükseldi o anda. Beşeriyet tarihinde ilk defa olarak bir insan kuş olup uçmaya başlamıştı gökyüzünde... Bir iki kanat çırpışından sonra karşıdaki sahile, Üsküdar'a doğru kanat açıp süzülmeye başlamıştı Hezarfen Ahmet Çelebi...
Olayı gözleriyle görmüş bir şahit edâsıyle Evliya Çelebi şunları anlatır ünlü Seyahatname'sinde:
«Hezarfen Ahmet Çelebi, iptida Okmeydanı'nın minberi üzere rüzgârın şiddetinden kartal kanatlarıyle sekiz dokuz kerre havada pervâz ederek talim etmiştir. Badehu, Sultan Murat Han, Sarayburnu'nda Sinan Paşa köşkünden temaşa ederken Galata Kulesi'nin tâ zirve-i âlâsından lodos rüzgârı ile uçarak Üsküdar'da Doğancılar meydanına inmiştir...»
Batı kaynaklarından Cook'un «Havacılık», Willkins'in «Yeni bir dünya buluşu» adlı eserlerinde de bu tarihî uçuşa dair kısa notlar vardır. Ama Hezarfen Ahmet Çelebi diye anılan bu ilk uçan Türk, daha doğrusu insan için fazla bir kayda rastlanamamaktadır. Evliya Çelebi, bu konudaki bölümüne şu satırlarla son vermektedir:
«Sultan Murat Han, kendisine bir kese altın ihsan ederek, bu pek hevl edilecek bir adamdır, her ne murat edinse elinden gelmektedir. Böyle kimselerin bekası caiz değildir, diye Cezayir'e nefyetmiştir, anda merhum oldu.»
Hezarfen Ahmet Çelebi bu büyük teşebbüsüna hazırlanırken, İsmail Cevherî'nin tecrübelerinden de yararlanmıştı. İsmail Cevheri, bir insanın uçup uçamıyacağını uzun etütlerden sonra bizzat denemek istemiş, ancak bu heves ve denemesi hayatına mal olmuştu. Cevheri, iki düz sathı iple vücuduna kanat gibi bağladıktan sonra Nişâbur Camii'nin kubbesine çıkarak kendisini aşağıya bırakmış, ancak billinmeyen bir sebeple, belki kanatlarının ağırlığından belki de rüzgârsızlıktan havada hiç uçamamış, kurşun hızıyle yere düşmüştü. Böylelikle İsmail Cevheri adındaki genç bilgin paramparça olarak ölmüştü. Bu nedenledir ki Hezarfen Ahmet Çelebi her şeyi kılı kırk yararcasına inceleyip hesaplamış ve Cevherî'nin düştüğü hatalara düşmemeye çalışmıştır. Bu nedenledir ki hesapları daha doğru çıkmış ve dünya tarihinde «Uçan ilk insan» adını da bu sayede almıştı»
Evet, Hezarfen Ahmet Çelebi, bu büyük işi başarmıştı. Galata Kulesi'nin tepesinden kanat takıp atlayarak Üsküdar'a, Doğancılar mevkiinde konmuştu!
Sultan IV. Murat, bu büyük icraatı ile bütün İstanbul şehrinin takdir ve sevgisini kazanmış Hezarfen Ahmet Çelebi'nin derhal huzuruna getirilmesini emretti. Doğancılar Parkı'nda, konduğu yerde kartal tüyünden yapılmış kanatlarını çözüp Sinan Paşa köşküne geldi.
Padişah kendisine ihsanlarda bulundu. Fakat Dördüncü Murat gibi vehimli bir insanın, kuşlara meydan okurcasına havada uçan bir Türk delikanlısının tehlikeli bir insan olabileceği düşüncesi» «Hezarfen» i sürdürdü. Dünyanın uçan ilk insanı olan Türk delikanlısı, nefyedildiği Cezayir'de öldü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder